Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Toplu Hikayeler 1

Bir Günbatımının Ayrıntıları

Vladimir Nabokov

Bir Günbatımının Ayrıntıları Gönderileri

Bir Günbatımının Ayrıntıları kitaplarını, Bir Günbatımının Ayrıntıları sözleri ve alıntılarını, Bir Günbatımının Ayrıntıları yazarlarını, Bir Günbatımının Ayrıntıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan hangi günün kendisine nasip olacğını tam bilemez, hangi önemsiz ayrıntıyı ömür boyu unutmayacağını da: Su kıyısındaki bir duvarın üstünde titreşen yansımış gün ışığı mı, bir çınar yaprağının döne döne yere düşüşü mü? Zaten çoğu kez, yalnızca geriye baktığında kavrar, o günün kendisine ait olduğunu, takvimin yaprağını koparıp, buruşturup masanın altın attıktan, üstündeki rakamı unuttuktan çok çok sonra anlar.
Sayfa 295 - Patates CiniKitabı okudu
Tek bir insan yüzü görmek bile bende çığlık çığlığa bağırma arzusu uyandırıyordu.
Sayfa 223 - DehşetKitabı okudu
Reklam
Kendi kendimize dünyanın bizsiz varolmayacağını, onun ancak biz varolduğumuz ölçüde varolacağını söyleyerek avunuyoruz. Ölüm, uzayın sonsuzluğu, galaksiler, bütün bunlar korkutucudur, tam da kavrayışımızın sınırlarını astıkları için.
Sayfa 222 - DehşetKitabı okudu
Çorb, sırtını hafifçe kamburlaştırarak karısının ardı sıra yürüyordu - ve ona öyle geliyordu ki, mutluluk böyle kokardı, ölü yapraklar gibi.
Sayfa 190 - Çorb'un DönüşüKitabı okudu
Dinle: Pekala da mutluyum. Mutluluğum bir çeşit meydan okuma. Aşınmış tabanlarımda ıslaklığın dudaklarını hissederek kanal boyunca sokaklardan, caddelerden ve meydanlardan yürürken, onurla taşıyorum dile gelmez mutluluğumu. Yüzyıllar akıp gidecek, okul çocukları başkaldırılarımızın tarihini okurken esneyecekler; her şey geçip gidecek, ama mutluluğum sevgilim, mutluluğum hep kalacak: Bir sokak lambasının Islak yansımasında, kanalın kara sularına inen taş merdivenlerin sakıngan dönemecinde, dans eden bir çiftin gülümsemesinde, Tanrının cömertçe sunduğu, insanın yalnızlığını çevreleyen her şeyde.
Sayfa 176 - Rusya'ya Hiç Gitmeyen MektupKitabı okudu
Dakiklik her zaman kasvetli bir şeydir, dünyanın varoluş süresini önceden saptayan takvimler ise hiçbir şekilde engellenemeyecek bir sınavı andırır. Tabii, kozmik bir mucit tarafından gerçekleştirilmiş olan bu katı düzenlemenin de yatıştırıcı ve keyifli bir yanı var. Dünyanın tekdüzeliği arada bir dahinin kitabı, bir komet, bir suç ve hatta yalnızca uykusuz geçen bir gece yüzünden bozulduğunda nasıl da muhteşemleşir yaşam.
Sayfa 134 - La VenezianaKitabı okudu
Reklam
Sürüp giden her şeyin en belirgin özelliği monotonluktur. Hep gecikmeyen belirli saatlerde yemek yeriz çünkü gezegenler, hiç gecikmeyen trenler gibi, önceden belirlenmiş zamanlarda gelir ve giderler. Ortalama insan böyle kesinlikle yerleşmiş bir zaman düzenlemesi olmayan bir yaşam düşleyemez. Oysa oyunsever cin fikirli bir kafa, günün bugün on saat, yarın seksen beş, öbürgün ise birkaç dakika sürmesi halinde insanların nasıl yaşayacaklarını düşleyerek iyi vakit geçirebilir.
Sayfa 134 - La VenezianaKitabı okudu
Hayatı ziyan olmuş gitmişti ve artık onu sürdürmenin anlamı yoktu.
Sayfa 69 - Talihin İşiKitabı okudu
Gülüyorsun. Sen gülünce, bütün dünyayı öyle bir dönüştüreyim ki seni yansıtsın istiyorum. Ama gözlerinin ışığı hemencecik sönüverdi. Tutkuyla, korkarak soruyorsun, "Gitmek ister miydin... oraya? İster miydin? Orası bugün ne güzeldir, her şey çiçeklenmiştir..."
Sayfa 62 - TanrılarKitabı okudu
Dünyadaki her şey güzeldir, ama insanoğlu güzelliği ancak çok ender ya da çok uzaktan görürse ayırt edebiliyor...
Sayfa 61 - TanrılarKitabı okudu
Reklam
Ve ölüm kayan bir düş, tüy gibi yumuşak bir düşüş gibi görünüyordu gözüne. Düşünmek yok, çırpıntılar yok, sızılar yok.
Sayfa 44 - Kanat ÇarpmasıKitabı okudu
İnsanlar suçları, müzeleri, oyunları yalnızca bilinemez olandan, baş döndüren gökyüzünden kaçmak için icat ederler.
Sayfa 40 - Kanat ÇarpmasıKitabı okudu
Geçmiş yaşamı, tümüyle kendini kozmik esintilerden korumak için diktiği bir dizi derme çatma paravanadan ibaretti. Isabel de sonuncu pırıltılı bez parçasından başka bir şey değildi. Bu ipek paçavraların sayısı ne de çoktu ve ağzı ardına kadar açık o kara boşluğu onlarla örtebilmek için nasıl da çabalamıştı. Geziler, narin ciltli kitaplar ve yedi yıl süren coşkun bir aşk. Bu paçavralar dışarıda esen rüzgârla havalanıyorlar, yırtılıp birer birer yere düşüyorlardı. Boşluk örtülemez. Uçurum solur ve her şeyi içine çeker.
Sayfa 40 - Kanat ÇarpmasıKitabı okudu
O gün bu gündür pek ender yaşadım böylesi bir mutluluğu: Yalnızca yerlere eğilmiş bir ağacın, delik bir eldivenin, bir atın gözlerinin karşısında... Herhangi bir devinim ya da ışıma nasıl mutlu olursa, öyle bir mutluluktu bu. Bir zamanlar milyonlarca varlığa ve nesneye bölünmüştüm. Bugün birim. Yarın yine bölüneceğim. Evrendeki her şey bu biçimde damıtılıp düzenlenir. Ben o gün bir dalganın tepesindeydim. Çevremdeki her şeyin tek bir armoninin notaları olduğunun bilincindeydim; içten içe, bir anlığına bir araya gelen seslerin kaynağını ve kaçınılmaz çözülümünü ve dört bir yana dağılan notaların her birinden doğacak yeni akorları da biliyordum. Ruhumun müzik kulağı her şeyi bilip anlıyordu.
Sayfa 32 - SeslerKitabı okudu
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.