Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Roman Kahramanı Orhan Veli

Haluk Oral

Bir Roman Kahramanı Orhan Veli Sözleri ve Alıntıları

Bir Roman Kahramanı Orhan Veli sözleri ve alıntılarını, Bir Roman Kahramanı Orhan Veli kitap alıntılarını, Bir Roman Kahramanı Orhan Veli en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benim akılsızlığım da kötülüğüm de yalnız kendime karşıdır.
Sayfa 145Kitabı okudu
Benim bir günüm değil, bir saatim bile yoktur ki şiiri hatırlamamış olayım.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Kitaptan gülümseten bir anektod
Garip şairlerinin liseden arkadaşı olan Şinasi Baray o yıllarda Ankara'nın ünlü lokallerinden "Üç Nal"ın sahibidir. Babaannesinin Karağolan'daki konağının eskiden ahır olan bodrumunda açmıştır bu lokali. Melih Cevdet'in aktardığına göre yaman bir sanat yeteneği olan Şinasi, lisede tiyatro dekoru yaparmış ve lokalinin dekorasyonunu da kendisi yapmış. Babaanne açılıştan bir gün önce "Üç Nal"ın düzenlemesini görmeye gelir. Orhan Veli'de oradadır, bir direğe dayanmış içkisini yudumlamaktadır. Kadıncağız direğe bakarak istem dışı mırıldanır: "Eskiden merkebi oraya bağlardık."
Sayfa 68 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
YOLCULUK -Rıfkı Melûl Meriç'e- Ne var ki yolculukta. Her sefer ağlatır beni, Ben ki yalnızım bu dünyada?
Nazım Hikmet
Yeşil Bursa'da konuk bir garip kuş Otur denmiş oracıkta oturmuş Yüreğinden bir türkü tutturmuş Ne güzel şey dünyada hür olmak hür Benerci Jakond Varan üç Bedrettin Hey kahpe felek ne oyunlar ettin En yavuz evladı bu memleketin Nazım ağebey hapislerde çürür.
Sayfa 171 - Cahit Sıtkı TarancıKitabı okudu
Saadetinden geçtik, Ümidine razıydık ; Hiçbirini bulamadık Kendimize hüzünler icat ettik Avunamadık Yoksa biz... Biz bu dünyadan değil miydik?
Reklam
“Bir gün Yahya Kemal’le konuşuyordum. Bana Apartmanları göstererek dedi ki: ‘Köşkleri var, arabaları var fakat hiçbir zaman bizim duyduklarımızı duyamıyorlar, bizim düşündüklerimizi düşünemiyorlar. Biz düşünüyoruz, düşünülmüş halde kendilerini anlatıyoruz; yine de anlamıyorlar.”
Garip, sadece şaşırtıcı, acayip anlamına gelmiyor, gurbette kalmışa da yakışıyordu. Zaten o dönemde Orhan ve arkadaşları da biraz kural dışı, biraz gurbette kalmış gibiydiler.
Orhan, avuçtaki nasırın ne demek olduğunu işte o gün anladı. O günden sonra alınlarından şıpır şıpır ter akan, avuçları nasırlı Çamur İhsanları, Çolak İsmailleri, Karpuzcu Tahsinleri kıyasıya sevdi. Ölünceye kadar sevdi.
Sayfa 21 - AVK, Vatan/Sanat Yaprağı,1953Kitabı okudu
Garip şairlerinin liseden arkadaşı olan Şinasi Baray o yıllarda Ankara'nın ünlü lokallerinden "Üç Nal" ın sahibidir. Babaannesinin Karaoğlan'daki konağının eskiden ahır olan bodrumunda açmıştır bu lokali. Melih Cevdet'in aktardığına göre yaman bir sanat yeteneği olan Şinasi, lisede tiyatro dekoru yaparmış ve lokalin dekorasyonunu da kendisi yapmış. Babaanne açılıştan bir gün önce "Üç Nalın düzenlemesini görmeye gelir. Orhan Veli de oradadır, bir direğe dayanmış içkisini yudumlamaktadır. Kadıncağız direğe bakarak istem dışı mırıldanır: " Eskiden merkebi oraya bağlardık."
Reklam
Şiir yaşamak için güzeldir, ölüme yardımcı olmaz.
Sayfa 53 - Melih Cevdet AndayKitabı okudu
Ordinaryüs Profesör Doktor Aydın Sayılı, Mustafa Kemal'in büyük bir isabetle öngördüğü gibi, bilim dünyasında yerini almıştır. Cebinizde 5 TL varsa çıkarıp arkasına bakın, lisede Oktay Rifat ve Orhan Veli'nin sınıf arkadaşı olan bu değerli bilim adamının resmini göreceksiniz.
Bazı şiirler çoktan yazılmıştır, sadece şairlerini ararlar.
Mustafa Kemal Atatürk Ankara Erkek Lisesi mezuniyet heyeti içindedir.
Oktay Samih Rifat da Gazinin bütün bir tarih olan gözleri karşısındaki intibalarını şöyle kaydetmiştir: - Başımızdan öyle emsalsiz dakikalar geçer ki, biz o an için onları istediğimiz gibi yaşıyamayız. Ben de öyle oldum. İmtihan kapısında başlayan heyecanım Büyük Gazinin karşısında da devam etti. Büyük Gazi inkılâbı ışıklı gözlerinde hulâsa eden Büyük Adam tarih, ve onun nesli gençlerinden olmakla müftehir ben mavi bakışlarının hâlâ tesiri altındayım.
Dost Listesi: Adresler
15 Nisan 1949 tarihli Yaprak'ın 8. sayısında yayımlanan "Öğleden Sonra" adlı hikâyede yazmayı düşündüğü romanın ismi geçer. Üsküdar'da dört şeker sandığından meydana getirilen bir tezgahta balık pişirilen küçük bir yeri anlatır. Baba pişirme işini, kambur kızı da servis ve bulaşığı hallederken o kadar doğaldırlar ki: "Onların dünyası bu. Kendi dünyalarının içindedirler. Bütün rahatsızlıklar, insanların kendi dünyalarının dışında kalmalarından geliyor."
Sayfa 94 - Yapı Kredi Yayınları, 1. baskıKitabı okudu
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.