Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi

Arminius Vambery

En Beğenilen Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi Gönderileri

En Beğenilen Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi kitaplarını, en beğenilen Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi yazarlarını, en beğenilen Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yarı uygar, yarı yerleşik, yarı göçer Türkmenler arasında geçirdiğim iki gün içinde, bunların bir yerde uzun zaman kalmaktan ve "oturmuş bir yönetimden" ne kadar nefret ettiklerini görerek şaşırdım. Bir kaç yüzyıldan beri Özbeklerle yan yana yaşadıkları halde, bu komşularının ahlak ve âdetlerinden hiç bir şeyi kabul etmemişlerdi. Oysa bu iki topluluk aynı kökten geliyor, aynı dili konuşuyordu
Sayfa 120Kitabı okudu
Hive Han'ı bir derebeyiydi. Kendini ülkesinin aile reisi gibi görüyor, halka öyle davranıyor ve öyle yönetiyordu. Halkın can ve mal güvenliği onun keyfine bağlıydı; istediği gibi tasarruf edebilirdi. Han, karı-koca kavgalarından çok hoşlanırmış. Belli etmeden, sırf eğlenmek için, bunları kavgaya tutuştururmuş. Hattta bazen iş o dereceye varırmış ki, Han'ın huzurunda yaka paça olup birbirlerinin saçını başını yolar, fena halde sövüşürlermiş
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Mazenderan'ın il merkezi olan "Sarı Kentine" vardık. Kentte övgüye değer bir şey yoktu. Bu yönde İran devletinin en son kenti burasıdır. Pazardan geçerken, bizim Sünnî hacılar olduğumuzu anlayan halk, bize hakaretler etmeye, galîz küfürlerle küfretmeye başladılar. Giderek rezâleti öyle bir dereceye vardırdılar ki, sabrım tükendi. Ama çevrede toplanan yüzlerce Şiî ile uğraşmak imkansız olduğundan, çaresiz sükût ettim
Eğer ölen adam "batur" yani bahadır ünvanını kazanmış bir kahraman ise, onun mezarı üstüne topraktan bir "tepe" yapılır. Bu tepelere "yuzka" adı verilir. Her Türkmenin böyle bir adamın mezarı üzerine "en az yedi kürek" toprak atması gelenektir. Bu nedenle çevresi altmış, yüksekliği 25-30 ayak olan tepeler oluşur. Bu geniş çöllerde, bu mezarlar çok uzak mesafelerden görülür. Her tepe, içinde gömülü bulunan kişinin adıyla anılır
Türkmenlerin başlıca gelenek ve göreneklerinin, gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için, ayrıntılı biçimde tespit edilip yazılmasının tam zamanıdır. Çünkü, artık unutulup yok olması yaklaşmıştır. Avrupa'ya özgü düşüncelerin, sanayi ürünlerinin ve ihtiyaçların günden güne bunlar arasına girmeye başladığı göz önüne alınırsa, bundan böyle Türkmenlerin yaban yaşamlarının sürebilmesi mümkün değildir
Osmanlı Sultanı, Hive'de Peygamber'in halifesi olarak kabul ediliyordu. Bu nedenle, gerek Sultan Hazretlerinin, gerek Mabeyn-i Hümâyûn görevlilerinin ve diğer memurlarının genel olarak "salihlerin sâlihi", âbid, zâhid, mübarek kimseler olduklarına inanılıyordu. Sultan, başına elli arşınlık bir "sarık saran", topuklarına kadar uzanan giysi giyen, gür ve uzun sakallı bir kimse olarak düşünülüyordu
Sayfa 131Kitabı okudu
Geri113
140 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.