Bir Türkistanlının İkinci Dünya Savaşı Hatıraları

Hüseyin İkram Han

Bir Türkistanlının İkinci Dünya Savaşı Hatıraları Gönderileri

Bir Türkistanlının İkinci Dünya Savaşı Hatıraları kitaplarını, Bir Türkistanlının İkinci Dünya Savaşı Hatıraları sözleri ve alıntılarını, Bir Türkistanlının İkinci Dünya Savaşı Hatıraları yazarlarını, Bir Türkistanlının İkinci Dünya Savaşı Hatıraları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...Burası Çalter isminde bir Ermeni kolonisi idi. Sağ kalanların, hafif yaralıların hepsi Çalter'de toplandı. Başka taraftan gelen güçler de bize eklendi. Yeniden tabur, bölük ve takımlar teşkil edildi. Burada bütün alaylar düzenlenip, yemek hazır oluncaya dek biraz dinlenmiş olduk, uyumamıza izin verilmedi. Tekrar başka bir yöne doğru yola çıktık.
Rostov'a yerleştiğimizi zanneden Almanlar şehri kuzeyden top ateşine tuttular. Karşı ateş ile karşılaşmayınca şehre girip yerleştiler. Ertesi günü siyasi ve stratejik talim almak ile geçirdik Siyasi talim dersinde düşmanın merhametsiz, şefkatsiz olduğu, bizim de merhametsiz olmamız gerektiği vurgulandı. Bu durumda düşmanla tekrar çarpışmaya gireceğimizin bir deliliydi.
Reklam
Üç ay sonra asteğmen olarak okulu bitirdik ve cephelere dağıttılar. Beni Azeri dostum Mehmed Musazade ve yine Kuzey Kafkasyalı diğer bir dostum Begayev ile beraber Voroşilovgrad'a gönderdiler. Okul zamanın­da bize milli tümenler, tamamı Özbeklerden oluşan tümenler kurulduğunu ve okuldan sonra cephelerde, kendi milli kısımlarımızda hizmet edeceğimizi söylemişlerdi. Voroşilovgrad'da on gün bekledik. Orada da bizi milli kısımlarımıza göndereceklerini söylediler. Buna oldukça sevinmiştik. Nihayet bizi Ukrayna'nın Svatova şehrine gönderdiler. "Orada da milli kısımlar var mıdır?", diye sormadık; komutanlarımız da bu konuda bize bir şey söylemediler. Geceleyin trene binip yola çıktık.
Kısa bir süre sonra içi askerle dolu bir yük otomobili yoldan dönüp, bize doğru yol almaya başladı. 400 metre kadar önümüzde durdu, arkasından bir tane daha geldi. Öndeki otomobilden biri hoparlör ile Rusça konuş­maya başladı: "Biz de sizlerdeniz, ateş etmeyin; bizim tarafa geçiniz. Anne babalarınız, çocuklarınız var, sizi bekliyorlar. Kan dökülmesin, harp bitsin. Bizim tarafı­mıza geçiniz. Zaten Almanlar harbi kazanacaklar." Bu anonsu defalarca tekrarladı. Anladığımız kadarıyla bunlar Almanlara hizmet eden Ukrayna ve Beyaz Rus gençleri idiler. Tabii böyle bir anonsun ana babasını, çocuklarını düşünen askerlere tesir etmemesi mümkün değildi. Herkes şimdi ne olacak diye merak ve heyecanla bekliyordu. Bu arada karşımızda duranlar bir kaç metre ilerleyip aynı anonsu tekrarladılar.
Svatova kampında yemekler doyurucu olmasa da kalite bakımından fena değildi. Hatta Almanlar bize, yani elebaşılara her gün üç tane sigara verirlerdi.
...Sabık Sovyet ordusu üsteğıneni Cumabay Cabarov bize şun­ları anlattı: "1941 sonu ile, 1942 başlarında Berlin'de bulunan Veli Kayyum Han isimli bir Özbek, Sovyet ordusundan binlerce Türkistanlının harp cephelerinde Almanlara esir düştüğünü ve burada kötü şartlar altında ölmekte olduklarını öğrenip, Hitler hükümetine başvurmuş ve
Reklam
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.