Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kent Ulaşımında Bisiklet

Bisiklet Zen

Juan Carlos Kreimer

Bisiklet Zen Gönderileri

Bisiklet Zen kitaplarını, Bisiklet Zen sözleri ve alıntılarını, Bisiklet Zen yazarlarını, Bisiklet Zen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bisiklete bindiğinizde ve pedal çevirmeye başladığınızda eylemlerinizin iradeniz dışında gerçekleştiği ve hayatın da durduğu duygusuna sahip olduysanız, size neden bahsettiğimi açıklamama gerek yok. Zen, buna varoluş diyor.
Reklam
Öğrenmek, eksik olanla birleşme meselesi değildir, onun eksikliğini ve sahip olduğu (ya da var olduğu) şeyi fark etmektir; Doğumla birlikte sahip olduğumuz bir yetidir; tıpkı harekete geçmeye ve bizi kendi doğamızı göstermeye hazır, kendine doğru kıvrılan bir yılan gibi.
Sayfa 101Kitabı okudu
Uzağa gitmek geri dönmektir
Bisiklete binmek, olağandan daha kapsamlı herhangi bir duygu arayışında olduğu gibi, hiçbir yere ulaşmıyor gibi gözükür. Yaşanabilecek azami Zen budur! Pratik, kastedilen yoldan fazlası değildir. Bisiklet yolculuğunun en güzel tarafı hiçbir zaman bitmemesidir. Bildiğim ben, hiçbir zaman bilmem gerekmeyendir. Eğer şanslıysam varış noktam geçtiğim her kilometreden iki kilometre daha uzakta olacak. Rasyonel paradigma ile kartezyen akıl ve devamındaki baskın eğilim, "gidilmesi" gereken herhangi bir noktaya, onun yönünde, ulaşmayı düşünmektir. Çok yakınlardaki şeyin arayışında gittiğimiz kilometrelerce yolun bu anlarında, perspektifimizi kaybederiz ve yanlış yolda olduğumuzu düşünürüz. Neden sapmaların yol 'olduğunu' kabul etmek bizim için bu kadar zor? Uzağa gitmek geri dönmektir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Her Şey Olabildiği Kadar O'dur
Pedal çeviriyoruz ve dakikalar biz farkına varmadan geçiyor. Ön tekeri izlermiş gibi ilerleyip, hareket ediyor şu an. Zaman ve evren aynı şeyler. Gözler aynı anda hem içe hem dışa bakıyor. İlgisiz gözüküyorlar ama kaydediyorlar. Zihin görsel anıları muhafaza ediyor. Özel bir şey keşfetmek amacında değil, maksadı sadece ilgi akışını sürdürmek. Gerçekliği kavramanın bu yöntemi bisikletliyi mistik düşünceye, bir oyun ekranına bakmaktan daha çok yakınlaştırıyor. 'Ben' bizi terk ettiğinde yok olmuyor, Batılılar için kabul etmesi zor olan farklı bir mantıkla işleme dahil oluyor: Orada olmamak. Her şeyi inceleyerek daha fazla bütünleşmek. Daha büyük bir dokuya sahip parçalar ve düzen arasındaki ilişkiyi belirleyen basit bir harmoni(uyum). Bu harmonide ilerleyişimizden farklı olarak ben ya da bana dair düşündüğümüz her şey var. Bisikletin üzerindeyken vücut, ağırlığını kaybediyormuş gibidir ve zihin de bilincini genişletir. Geliyor, gitmek için geri dönüyor Bunlardan bazıları dipte devam ediyor.
Eski alışkanlıklar askıya alındığında yeni güçler harekete geçme şansına sahiptir.
Reklam
Zihin faliyetini durdurmaz. Bazı düşünceler zihne girer ve çıkar. Ancak zihin hiçbirine tutunmaz, onlara geçip giderlerken bakar. Özgür, rastgele ve zihne girip değerlendirilen görüntülerle zenginleştirmiş bu düşünce geçidi, zihni 'müsait' hale getirene kadar temizler. Açılma. Düzen. Yerleşme. O noktada zihin, sanki orada bulunmasa hiçbir şey düşünmeyecekmiş gibi gözükür.
Şair ve bisikletli Gary Snyder şöyle der: Yol, yaşananlardır -kendi içinde noktalanmaz. Yol boyunca ilerlemek için yola dönüşmeniz gerekir.
Gerçek sanat, küçük egonun tatmini değil, bir 'ben'in ötesine geçip bir 'ben olmayanı' bulma tezahürüdür. Yeni doğan insan evladının kültürel baskılarla öğrenmesi gereken ilk şeylerden biri 'ben' ile 'ben olmayan' arasındaki farktır. Kendini tanımlamayı öğrenmesi ve bundan sonra da, değiştirilemez bir varlık olarak düşünülmesi gerekir. Bebeğin bilmediği ve erişkin bireyin unuttuğu, hiçbir 'ben' , 'ben olmayan'sız hayat sürdüremez. 'Ben' ve 'ben olmayan' arasında bir ayrılık yoktur. Tüm sınırı ortadan kaldıran bir süreklilik vardır.
Hareketsizlikte sakinliği hissetmek kolaydır. Zor olan hareket halinde bunu hissetmektir. Gerçek sakinlik, hareket ederken sahip olunan sakinliktir. (Shunyu)
Reklam
Bicycle Diaries'in önsözünde David Byrne, şehirlerin birey değil, sosyal bir hayvan olan bizlerin en derin inançlarının ve bilinçdışı düşüncelerinin fiziksel manifestosu olduğunu söyler. (...)Bunların arasında bisiklet sürmek, devasa bir global akla sahip bir türün kolektif sinir yollarında gezmeye benzer.
Yaşam kalitesine dair en yaygın hipotez onun dışarıdan empoze edildiğine dayandıran düşüncedir. Reklamlar ve medya bunu varoluşsal iyileşmeyi daha iyi bir araba, lüks mahallelerde yaşam, yatak odasında daha büyük ekran televizyon, daha fazla seçeneği olan bir cep telefonu, gidilecek turistik yerler vb. ile bağdaştırıyor. Reklam ve medya bizi bu tip mesajlarla bombalamaya ihtiyaç duyuyor - bu onların desteği. Bir kıyafetin patlama yapması için ayırdıkları iki sayfada, eğer arka plana bir bisiklet konulmuşsa bu bisikletin ortaya çıkmakta olan genç, özgür, ekolojik ve hayati bir anlamı olan, kaliteli bir hayatla, basite dönüşle vb. ile alakalı olduğunu bildiklerinden kaynaklanıyor. Ve güç toplayan her unsur ve tavır gibi, onu domine etmeye çalışıyorlar. Bisikleti kullanım sevgisinden ya da alışkanlıkları değiştiren tohumlar ektiği için dahil etmiyorlar. Yaygınlaşmış pratikte, onda geleceğin ticari ürünü görüyorlar.
Sayfa 33 - (Böyle bir çeviriye rağmen)Kitabı okudu
Her iki kişiden biri tavuk yiyor demek, iki tavuk yiyeni göz ardı etmektir.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.