Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri

Fuad Köprülü

Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri Sözleri ve Alıntıları

Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri sözleri ve alıntılarını, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri kitap alıntılarını, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı devletinin kuruluşunda yalnız Bizans sınırındaki göçebe aşiretleri âmil göstermek ve bunların idare adamlarını ancak yerli Hıristiyan unsurlar sayesinde tedarik ettiklerini zannetmek büyük bir hatadır.
Türklerden mürekkep askeri kıtalara da malik olan Samanoğullarının ordu ıstılahları ve idari teşkilatlarında bazı Türkçe unvanlar göze çarpıyor.
Reklam
Bizans'ın Roma'dan intikal etmiş "tek ve ayrılık kabul etmez imparatorluk" telakkisi, Osmanlılarda da devam etmiştir;
Sayfa 126Kitabı okudu
Türk tarihine ait diğer birçok meselede olduğu gibi, bu meselede de Avrupa tarihçilerini yanlış neticelere götüren en büyük âmil(etken), onların Türkler hakkında beslediği yanlış fikirlerdir (prejuge). Bu telakkilere göre, Türklerin tarihî rolü, yalnız askerî ve tahripkâr bir mahiyette kalmış, medeni hayatta hiçbir müspet rolleri olmamıştır.
Sayfa 28 - Alfa YayıneviKitabı okudu
Osmanlı devleti, Anadolu Selçukluları saltanatının idari ananelerine vâris olmuş, kısmen İlhanlılar ve Memluklerin tesiri altında kalmış bir Türk-İslam saltanatıdır.
#mehmetfuatköprülüKitabı okudu
Yüzyıllarca süren bir hayata malik kuvvetli Bizans medeniyetinin, o imparatorluğun yerine geçen Osmanlıların medeniyeti üzerinde müessir olmamasına imkan yoktur. Her iki devirdeki iktisadi hayat, şehir hayatı, umumi ve hususi hayattaki birçok adet, bazı halk itikatları, hatta birtakım idari müesseseler dikkatle mukayese edilecek olursa, birtakım göze çarpar benzerliklerin, iktibasların meydana çıkacağı şüphesiz sayılabilir. Fakat bütün bu gibi tetkiklerde, bilhassa bahis mevzumuz olan "müesseselerin iktibas ve taklidi" gibi ince ve pek muğlak meselelerde, tarihi usulün bütün icaplarına -eldeki vesikaların verdiği imkan nispetinde- uymak zaruridir.
Sayfa 30 - ALFAKitabı okudu
Reklam
Kısmen harpler ve istilalarda imha veya esir edilen, kısmen de yerlerinde bırakılan yerli ahaliden kalmış geniş Anadolu toprakları, Selçukluların takip ettikleri iktâ' sistemi sayesinde yavaş yavaş Türkleşti.
Sasani İmparatorluğu'nun idare teşkilatı, İslam devrinde adeta ideal bir örnek gibi telakki edilmiştir. MS IV. yüzyılın meşhur İslam müellifi Câhiz, Risale fi fezaili'l-Etrâk'inde Sasanilerin idarecilikteki üstünlüklerini kaydeder
Sayfa 144Kitabı okudu
Asya'daki diğer İslam devletleri gibi, İslami İran ananeleriyle meşbû [dolu] ve Türk-Müslümanlardan mürekkep çok muntazam bir bürokrasi, Osmanlı devletinin esas dayanaklarından birini teşkil ediyordu.
Sayfa 144Kitabı okudu
Bizans'ın, Anadolu Türklerinin deniz teşkilatında bir örnek vazifesi gördüğü gayet tabiidir; fakat bu tesiri İstanbul'un fethinden sonra aramak ve bilhassa kaptan paşalık müessesesinin teşkilinde görmek tamamıyla yanlıştır.
Reklam
Çünkü bir medeniyet bir defa teşekkül ettikten ve bütün teferruatlarıyla kuvvetli bir sistem halini aldıktan sonra, kendi kıymet ve kuvveti hakkındaki şuurunu da kazanır; o vakit harici hululler daha azlaşır ve daha müşkilleşir.
Bizans'ın İslam ve Türk dünyasıyla münasebetlerinin tarihi için, meselenin diğer cephesi, yani daha Osmanlılardan evvel, Bizans'ın İslam ve Türkler üzerindeki tesirlerinin tetkiki şüphesiz daha mühimdir.
Sayfa 183Kitabı okudu
Türkçe gemicilik tabirlerinde Rumcadan başka italyancanın tesiri olduğunu söyleyebiliriz. XIII. ve XIV. yüzyıllarda Bizans denizciliği müthiş bir gerilemeye uğramış ve büyük İtalyan ticaret şehirleri Doğu denizciliğini ele almış oldukları için Türklerin onlardan da müteessir olmaları pek tabiidir.
Sayfa 164Kitabı okudu
Hilal, Osmanlılar tarafından kullanıldıktan sonradır ki, bilhassa son asırlarda Batı ve Doğu âleminde İslami bir timsal mahiyetini almıştır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Anadolu Selçuklularında "vezirlik"ten sonra "naiblik, melikü'l-ümeralık, atabeylik, pervânelik" devletin en büyük Buradaki "melikü'l-ümera" lakabı, beyler beyilikten başka bir şey değildir ve onun bir tercümesidir; nitekim Ibn Bîbî, bu iki kelimeyi hep müteradif [eşanlamlı] olarak kullanmaktadır.
41 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.