Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin)

Ahmet Haşim

Sayfa Sayısına Göre Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin) Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin) sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Bize Göre (Açıklamalı Orijinal Metin) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne yazık ki vücudun harabisi zekânın olgunluk zamanına tesadüf eder. Manasız çocukluk, tatsız gençlik, sin-i kemale hazırlanmaktan başka nedir? Zeka -nar, ayva ve portakal gibi- geç renk ve rayiha bulan bir sonbahar mahsulüdür. En az kırk sene güneşte pişmeden bu asil meyve ballanmıyor. Dünyayı idare eden ilim, fen, iktisat, sanat ve edebiyat cereyanlarının nâzımı, şakakları beyazlanmış kafalardır. Genç allame ve genç dâhi bir mucizedir ki, bazı yerlerde vücut buluyor. Ne olacağı meçhul nevzadelere yer açmak için ölümün her sene, bilhassa baharda, kır saçlara attığı tırpan, kim bilir tabiata karşı insan zaferini ne kadar geciktirmektedir.
Bahar
Dün neşeli bir kır köşesinden baharın bu iki zıt levhasını yan yana gördüm: Bir tarafta genç hayvanlar oynaşıyor, kuşlar uçuşuyor, taze dudaklar ağaç kütüklerinin siperinde, sonu gelmez buselerle öpüşüyor; diğer taraftaysa yaşlı hastalar, yorgun iskeletlerinin soğumuş kemiklerini güneşte ısıtmakla meşgul. Bahar bir muhasip gibi, hayata yeni kavuşturduğu mahlukatın adedini yaşayanların yekûnundan mütemadiyen tarh etmekte ...
Sayfa 25 - can mirasKitabı okudu
Reklam
Zekâ-nar, ayva ve portakal gibi- geç renk ve rayiha bulan bir sonbahar mahsulüdür. En az kırk sene güneşte pişmeden bu asil meyve ballanmıyor. Dünyayı idare eden ilim, fen, iktisat, sanat ve edebiyat cereyanlarının nâzımı, şakakları beyazlanmış kafalardır. Genç allame ve genç dâhi bir mucizedir ki, bazı yerlerde vücut buluyor.
Ne olacağı meçhul nevzadelere yer açmak için ölümün her sene,bilhassa baharda, kır saçlara attığı tırpan,kim bilir tabiata karşı insan zaferini ne kadar geciktirmektedir!
Sayfa 26 - Can yayınlarıKitabı okudu
Genç alleme ve genç dâhi bir mucizedir ki, bazı yerlerde vücut buluyor.
Sayfa 26 - Can yayınlarıKitabı okudu
Kürk
Nereden geldiği ve nasıl başladığı meçhul bir kürk modası İstanbul'un hemen bütün kadın tabakalarına sirayet etti. Bu moda, dedelerimizin ve ninelerimizin mahut kürkünü tersine çevirip sırta geçirmek ve kurt veya goril gibi, iri cüsseli bir hayvana benzemek tuhaflığından ibarettir. Bu moda o kadar tamim etmiş ki, şimdi kastor mantosu olmayan hanımın, hiç olmazsa kedi veya fare derisinden bir kürkü olmak icap ediyor. Tırnaklarını uzatıp sivrilten ve vücudunu baştan başa tüylü göstermek isteyen kadın, belli ki insandan gayri bir hayvana benzemek için uğraşıyor. Kadınlarda bu insan şeklinden uzaklaşma meylinin sebepleri ne olsa gerek ?
Sayfa 26 - can mirasKitabı okudu
Reklam
Aşkın zedelediği bin türlü talihsizler içinde en ziyade bu hiçe giden garibanlara acımalı.
Sayfa 27 - Can yayınlarıKitabı okudu
“Burun, keskin bir taaffün kokusuyla kırışıyor ve kulak, güya yeraltında bir ölüyü gömmek ve ağlamak için toplanmış garip bir cemaatin iniltisi haşyetiyle dikiliyor. Bu keskin koku hangi leşten geliyor? Şiirden! Bu baykuş feryadını duyuranlar kim? Şairler! Her devrin şairleri!”
Sayfa 28 - Can yayınlarıKitabı okudu
Aşkla izdivacı karıştırmamalı.Aşk yabani bir hayvandır.
Sayfa 28 - Can yayınlarıKitabı okudu
Üstadım Gourmont'nun dediği gibi aşkla izdivacı karıştırmamalı. Aşk yabani bir hayvandır. Kanunlar haricinde, isyan ve ihtilal dağlarında yaşar. Ancak gece, karanlıklar basınca, gizli yollardan şehre girer ve bahçelerin tarhını, ağaçlı caddelerin kanepelerini altüst eder. İbadethanelerde her gün telin edilen aşktır. Hükümetler, polis ve jandarmayı ona karşı silahlandırır. Halbuki izdivaç, bir şehir müessesesi, bir emniyet tertibatıdır. At cambazhanelerinde musiki çalan ve fokstrot oynayan, dişi sökülmüş, tırnakları eğelenmiş zararsız aslan, orman canavarına nazaran neyse, aşka kıyasen de izdivaç odur.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.