Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bozkurt Gönderileri

Bozkurt kitaplarını, Bozkurt sözleri ve alıntılarını, Bozkurt yazarlarını, Bozkurt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Böyle bir adama nankörlük?
Mustafa Kemal'in büyük bir hayali vardı. Kolunun bir hareketiyle bu sorunları yerle bir edebilirdi. Bütün halkını eğitimsizlerle eğitimlileri, din adamlarıyla hammalları yeniden okula gönderecekti; hepsinin okumayı ve yazmayı öğrenmesi gerekiyordu. Bilginin muazzam giriş kapısını önlerine açacak ve bu kapıdan başarıyla geçmeleri için onlara öncülük edecekti .
Sayfa 220
En çok da bu konuda senin kıymetin bilinmedi be Atam
Milletin yüzde onu bile okuma bilmiyordu. Karmaşık Arap yazısı öylesine güçtü ki, okuma yazma din adamlarıyla birkaç entellektüelin tekelinde kalmıştı; bu, Türkler'in adeta bir duvarla Batı'dan ayrılmasına, karmaşık Arap düşüncesi ve Farsça'nın yapaylığıyla ellerinin kollarının bağlanmasına yol açmıştı; dil öylesine girift bir hale gelmişti ki, Türkçeyi öğrenmenin gerektirdiği büyük çabayı, pek az yabancı göze alabiliyordu; pek az Türk herhangi bir Batı dilini öğrenebiliyordu.
Sayfa 219
Reklam
Kur'an ve İncil Türkçe'ye çevrildi ve camilerdeki tüm duaların Türkçe icra edilmesi emri verildi. Eski Türkler'in Bozkurt'unun resimleri yer alan pullar bastırıldı. Yabancı okulların , özellikle misyonerlerin işlettikleri okulların cesaretlerini kırmak gerekiyordu. Bütün İlköğretim Türk okullarında yapılmalıydı. Kalan yabancı okullarda dine yönelik herhangi bir çalışma yapılmamalıydı. Belirli oranda Türk öğretmenleri çalıştırılmalı ve Türk öğrenci almalılarfı.
Sayfa 209
"Bizim ilkemiz Asya ve Avrupa için de aynıdır : Her ikisinin de en iyi yönlerini alacağız, fakat bağımsızlığımızı da koruyacağız. Her şeye yalnızca Türk çıkarlarını göz önüne alarak, Türk görüş açısından bakacağız."
Sayfa 209
Meclis'ten bir gece içinde çıkartılan bir yasayla, Mustafa Kemal tekkeleri kapattı, tarikatleri dağıttı, dervişleri sokaklara dökerek, aksi halde açlıktan ölmek zorunda olan sıradan insanlara dönüştürdü ve sahip oldukları tüm zenginlikleri Devlet eliyle müsadere ettirdi.
Sayfa 208
Başarmışlardı. Son derecede yorgun, cahil ve durgun haldeki bu halk, artık barış içinde yaşamak ve yönetilmek istiyordu. Kendi kendisini yönetmek ya da eğitmek çabasına girmek istemiyordu. Mustafa Kemal görevini başarmak için , halkı egitmesi ve güdülendirmesi gerektiğini görmüştü. İyiliksever bir yönetici olmalıydı. Bir başöğretmen öğrencilerine nasıl davranıyorsa, o da halkına aynen öyle favranmalıydı. Onlar da öğrenciler kadar çocuksu ve saftılar. Kendisinin değerli ve kalıcı bir esere dönüştürebileceği kadar yumuşak ve biçimlendirilebilir olduklarına inanıyordu.
Sayfa 204
Reklam
Bütün Türkler cahil ve böndü. Her şeyin kötü olduğu zamanlarda bile sakin sakin otururlar, hiç yakınmadan acı çekerlerdi.
Sayfa 194
İngiltere, Kürtler 'i Türkiye'yi yaralamak için daha önce de kullanmıştı: Dünya Savaşı'nda da Türkiye'yi arkasından vurmaları için kışkırtmak üzere Lawrence ve Noel'i göndermişti. Sevr Antlaşmasında onlara bağımsız bir devlet sözü vermişti. Bu sefer de bölgede aşiretleri silahlandıran ve kışkırtan casusları ele geçirilmişti. İngiltere Musul'u ve onun petrolünü istiyordu. Musul'un ve Irak petrolünün anahtarı da Kürtler'di. Bu gizli faaliyetlerle İngiltere, Türkiye'nin Musul'dan vazgeçirmeye çalışıyordu. Şeyh Said Padişah -Halife'nin, vatan haini Vahideddin'in uğruna savaşa girmemiş miydi? İngiltere'yle o yaşlı dalkavuk arasındaki bağlantıyı herkes biliyordu. Ve muhalefet liderleri Cumhuriyet'i parçalamak ve onların Türkiyesi'ni mahvetmek üzere bu çeteye katılmışlardı.
Sayfa 191
"Dinin yardımına gereksinim duyan bir yönetici zayıf iradeli demektir. Hiçbir korkak, yönetici olamaz."
Sayfa 170
"Bizim bir tek ilkemiz var : Tüm sorunları Türkiye'nin bakış açısından değerlendirmek ve Türk çıkarlarını korumak." Türkiye'yi kendi milli sınırları içinde, küçük , kaynaşmış bir millete ve müreffeh bir devlete kavuşturacaktı.
Sayfa 153
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.