Tarihte Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar

Bunu Herkes Bilir

Emrah Safa Gürkan

En Yeni Bunu Herkes Bilir Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Bunu Herkes Bilir sözleri ve alıntılarını, en yeni Bunu Herkes Bilir kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nesebin çok önemli olduğu bedevi kabilelerdeki kan bağlarının bile sonradan icat edildiğinin antropologlar tarafından ispatlandığı bir dönemde, ari ırk saçmalıklarının rağbet görmesi popüler tarih algısının ne kadar modası geçmiş görüşlerle yönlendirildiğinin açık bir göstergesi.
Sayfa 141Kitabı okudu
Rumi
Amasya, Samsun, Tokat, Sivas, Çorum ve Malatya'yı içine alan bölgeye ''Rum Beylerbeyliği'' adı verilirken aynı anda Balkanlar'da fethedilen topraklara da ''Rumili'' denmesi de tamamen serhaddin zamanla batıya kaymasıyla alakalı bir durumdur
Sayfa 149 - kronik yayınları - 4.baskı
Reklam
Tarihin popülerleşirken karikatürleşmesine en güzel örnek son dönemde sayıları her geçen gün artan tarihi diziler. Tarihi, genelde danışmanları dinlemeyen senaristlerin her hafta bölüm yetiştirme baskısıyla karaladıklarından mı, yoksa dizi oyuncularının padişahlığında orada burada verdiği konferanslardan mı öğrenmek istersiniz, kestirmesi zor. Belki de tıklanma peşinde koşan gazetecilerin yanıltıcı başlıklarını ya da tarafgir amatörlerin safsatalarını tercih edersiniz, kim bilir.
Sayfa 248 - KronikKitabı okudu
İstanbul'un Fethi Hadis-i Şerif'le Müjdelendi mi?
Bugün de hala birçok tarihçinin referans aldığı tek rivayet, "İstanbul mutlaka fethedilecek, onu fetheden komutan ne büyük komutan, onu fetheden asker ne büyük asker" şeklindeki hadis-i şerif tir. Bu noktada yardımımıza bir ilahiyatçı, İsrafil Balcı yetişecek ve titiz bir çalışmayla sur olmasa da hakikat borusunu üfleyecektir. İstanbul'un fethiyle ilgili rivayetlerdeki birçok çelişkiye ve tarihi gerçeklere aykırı olgulara dikkat çeken Balcı, yukarıda belirtilen hadisin güvenilir kaynakların hiçbirinde yer almadığının ve tam da bu yüzden klasik İslam tarihçilerinin bu rivayete itibar etmediklerinin altını çizmiştir. Kaldı ki İslam'ın ilk yüzyılında İstanbul iki kere kuşatılmıştır, böyle bir hadis neden o zaman gündeme gelmemiştir? İktidarı şaibeli bir şekilde ele geçiren Muaviye gibi birinin böyle bir hadisin yaratacağı meşruiyeti siyasi emellerine alet etmemesi mümkün müdür? İlk Müslümanları ve sahabeyi geçtik, fethi gerçekleştirenlerin kendileri bile bu rivayetlere pek kulak asmamış gözükmektedir. Oysa İstanbul' un fethinin Peygamberimiz tarafından müjdelendiği kabul gören bir şey olsaydı, bunun siyasi propaganda yapmak ve itibar kazanmak için hem Osmanlı tarihlerinde hem de diğer hükümdarlara yollanan fetihnamelerde gururla anılması beklenirdi.
Sayfa 205 - KronikKitabı okudu
Salgınlar
Zaten bu salgın hastalıklar olmasaydı, teknolojik avantajları ne olursa olsun, Cortés ve birkaç yüz tüfekli askerin koskoca Aztek İmparatorluğu'nu kısa bir zaman diliminde dize getirmesi söz konusu bile olamazdı.
Sayfa 113 - kronik yayınları - 4. baskı
Ulubatlı Hasan'dan bahseden tek dönem kaynağı, kuşatmada Bizans İmparatoru'nun yanında olan Yorgios Sfrancis' e aittir. Ancak, sıkıntı da burada başlamaktadır; zira Hasan'ın isminin geçtiği versiyon bizzat Bizanslı müverrihin yazdığı Chronicon Minus değil, 1573-75 arasında Menefşe metropoliti Macarios Melisseons tarafından yazılmış ve yıllarca Sfrancis'e atfedilerek Chronicon Maius denen halidir.
Sayfa 196 - KronikKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.