En Eski Bütün Eserleri 13 kitaplarını, en eski Bütün Eserleri 13 sözleri ve alıntılarını, en eski Bütün Eserleri 13 yazarlarını, en eski Bütün Eserleri 13 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dil Konusunda Yazılar; Ömer Seyfettin'in 1911-1919 yılları arasında, Türkçe dilinin diğer dillerden önemi üzerine çeşitli dergilerde çıkmış makalelerinden oluşmaktadır. Ömer Seyfettin bu makalelerde, 1911 yılında başlayan Yeni Lisan akımını ve Türkçe dilini diğer yabancı dillerden ayırmak gerektiğini dile getirmektedir. Yazar Türkçe dilinin halkın konuşma dili olduğunu; konuşma dili ile yazım dilinin aynı olması gerektiğini savunmaktadır. Yaşadığı dönemde kullanılan Osmanlıca'nın içerisinde halkın anlayamayacağı birçok Arapça ve Acemce kelimelerin bulunduğunu ve bunun halkı yabancılaştırdığını iddia etmektedir. Ömer Seyfettin, özellikle milli bir dilin gerekli olduğunu savunmaktadır.
Bu eser ayrıca Osmanlı'nın son dönemindeki siyasi, kültürel ve edebi hayattan da izler taşıdığından okunmaya değer bir eser olarak gözönünde tutulmalıdır...
"Her millet kendi lisanında yaşar.Lisan vatan kadar mukaddestir.Fiili vatanımız olan Türkiye'de, nasıl yabancı düşmanlar bulunmasını istemezsek lisanımızda da Türkçeleşmemiş ecnebi kelimeleri, ecnebi kaideleri istemeyiz."
"Fakat, siz ey Türk yavruları, hakan oğulları bilmiyor musunuz ki içinde yaşadığımız bu gürültülü asır bizden ağır ve mütereddit değil, çabuk ve pervasız yürüyüşler bekliyor.."
Türk yavruları,hakan oğulları!..
Yüz milyonluk mukaddes neslimize en büyük fenalığı yapanları sorsalardı,hariçteki(dıştaki) düşmanları değil,tarihi açar,Türk olduğu halde Türklükten kaçan büyük zakâları gösterirdik.
Ömer Seyfettin dil konusundaki makalelerinin toplandığı bu kitapta Ömer Seyfettin,dilde yani yazı dilinde ve edebiyat dilinde halkın konuştuğu İstanbul Türkçesinin kullanılmasını istemekte ve önermektedir.Nitekim Ömer Seyfettin bu konuda başarılı olmuştur.Farsca ve Arapça cemler,edatlar ve terkipleri dilimizden atmayı önerir.Dinsel ve bilimsel Arapça ve Farsça mefhumların(kavramların) ise kalmalarında bir sakınca görmez.Halkın diline geçmiş Arapça ve Farsça kelimelerin artık Türkceleştiğini ve atılmalarını gerektirecek bir durumun olmadığını dile getirir.Edebiyatta milli bir edebiyat meydana getirilmesini ister ve bununda ancak Türkçe ile yani halkın anlayıp, kullandığı milli bir dille başarılı olacağını söyler.Eski edebiyatı milli olmamak ile suçlar ve eski edebiyatı Garba doğru ve Şarka doğru olarak ikiye ayırır.
Ömer Seyfettin dilde sadeleşmeyi isterken asla eski,halkın artık kullanmadığı canlılığını yitirmiş Türkçe kelimeleri geri canlandırılmasını istemez.