Bütün Eserleri 13 kitaplarını, Bütün Eserleri 13 sözleri ve alıntılarını, Bütün Eserleri 13 yazarlarını, Bütün Eserleri 13 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ömer Seyfettin ve Eserleri
Ömer Seyfettin; Türk Milliyetçisi Yazar.
Ömer Seyfettin'i sıradan bir öykü yazarı olarak bilmek, kabul etmek; hem ona, hem eserlerine hem de Türk Milletine yapılan büyük ayıplardan biri olur...
Ömer Seyfettin yaşadığı çağda (19. yy) Milleti adına eline silah kadar etkili olan kalemini almıştır ve toplumun
Yazarken sinirlerinizden ziyade dimağınızı kullanınız; çünkü karşınızda sinirleriyle değil dimağıyla okuyan, düşünen, takdir eden, kuvvetli ve uyanık bir Türk gençliği var.
Yazı yazmak manasız lakırdı söylemek değildir. Muharrirlerin de büyük vazifeleri vardır. Manevi vatan olan lisanın müdafileri, askerleri, kahramanları onlardır. Ve lisan öyle bir vatandır ki bozulursa artık ne millet kalır ne devlet.
Kelimeler de insanlar gibi doğar, yaşar, ölür. Tasfiye bu ölen kelimeleri çıkarıp diriltmeğe çalışmak değildir. Lisanda ölmüş bir kelime tıpkı ecnebi bir kelime gibidir.
Nasıl okumalı? Değil mi?... Her hâlde vakit geçirmek için okumamalı, vakit geçirmek için bilardo, bezik... spor var. Ve bilmeli ki mütalâa eğlence değildir. Eğlence yorgunluk çıkarmak için, yorgunluğun tahribatını tamir için aranır. Hâlbuki ciddî bir mütalâa insanı yorar, bir fikr-i ciddi takip etmeyerek okuyorsanız pek boşuna bir zahmete giriyorsunuz. Nafile gözleriniz kızarıyor. Nafile oturmağa mahkûm kalıyorsunuz. Koltuğunuza yaslanıp tahayyül etseniz hayatınızı daha makul bir surette iktisat etmiş olacaksınız. Ciddi okumak dikkatle okumak demektir.
Ömer Seyfettin, cumhuriyeti bile göremeden genç yaşta ölmüş bir yazardır. Türkçenin yabancı öğelerden arınması için uğraş vermiş bir insandır. Bu nedele, onun Türkçe ile ilgili görüşleri, yaşadığı dönem ve koşullar göz önüne alınarak yeniden değerlendirilmelidir. Dil Konusunda Yazılar kitabı Türkçenin dünü ve bugünü açısından kaynak bir yapıttır.
Ömer Seyfettin dil konusundaki makalelerinin toplandığı bu kitapta Ömer Seyfettin,dilde yani yazı dilinde ve edebiyat dilinde halkın konuştuğu İstanbul Türkçesinin kullanılmasını istemekte ve önermektedir.Nitekim Ömer Seyfettin bu konuda başarılı olmuştur.Farsca ve Arapça cemler,edatlar ve terkipleri dilimizden atmayı önerir.Dinsel ve bilimsel Arapça ve Farsça mefhumların(kavramların) ise kalmalarında bir sakınca görmez.Halkın diline geçmiş Arapça ve Farsça kelimelerin artık Türkceleştiğini ve atılmalarını gerektirecek bir durumun olmadığını dile getirir.Edebiyatta milli bir edebiyat meydana getirilmesini ister ve bununda ancak Türkçe ile yani halkın anlayıp, kullandığı milli bir dille başarılı olacağını söyler.Eski edebiyatı milli olmamak ile suçlar ve eski edebiyatı Garba doğru ve Şarka doğru olarak ikiye ayırır.
Ömer Seyfettin dilde sadeleşmeyi isterken asla eski,halkın artık kullanmadığı canlılığını yitirmiş Türkçe kelimeleri geri canlandırılmasını istemez.
Türk yavruları,hakan oğulları!..
Yüz milyonluk mukaddes neslimize en büyük fenalığı yapanları sorsalardı,hariçteki(dıştaki) düşmanları değil,tarihi açar,Türk olduğu halde Türklükten kaçan büyük zakâları gösterirdik.
"Fakat, siz ey Türk yavruları, hakan oğulları bilmiyor musunuz ki içinde yaşadığımız bu gürültülü asır bizden ağır ve mütereddit değil, çabuk ve pervasız yürüyüşler bekliyor.."
"Her millet kendi lisanında yaşar.Lisan vatan kadar mukaddestir.Fiili vatanımız olan Türkiye'de, nasıl yabancı düşmanlar bulunmasını istemezsek lisanımızda da Türkçeleşmemiş ecnebi kelimeleri, ecnebi kaideleri istemeyiz."