Henüz mektepli bir çocuktum, şiire merakım vardı. Güzel sandığım ve çoğunu ezberden bildiğim şiirleri tekrarlamaktan zevk alırdım. Evimizde bir subay emir eri vardı. Mektuplarını ben yazardım. İlk cümlesi daima şöyle idi: "Gözü yaşlı, bağrı daşlı vâlidem kadına. Evvelâ iki ellerinizden pus edüb hatırı şerifinizi sual ederim... ilâh...”
Bu sabah içimde bir tazelik var,
Bu seher,bu camdan giren gündüz ben!
Sokaktan yükselen şen naralar,
Bu camdan bakınan, bu gülen yüz ben! Nerede o dünkü ateşli nabız,
Nerede yastıkta kıvranan başım
Bu sabah içimde çelikten bir hız,
Bu sabah en mutlu,en şen yurttaşım!
(...)