Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Büyük Ressamlar - Degas

David Spence

Büyük Ressamlar - Degas Gönderileri

Büyük Ressamlar - Degas kitaplarını, Büyük Ressamlar - Degas sözleri ve alıntılarını, Büyük Ressamlar - Degas yazarlarını, Büyük Ressamlar - Degas yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
31 syf.
8/10 puan verdi
Kitapla işgili sorunum basım yüzünden. Eserleri güzel ve canlı görmek aynı zamanda bilgi edinmek için aldım kitabı fakat eserleri iki sayfa arasına bastıkları için katlanma yerinde kalıyor ve hiçbir şey görülmüyor. Böylece bu kitabın da bir anlamı kalmış olmuyor.
Büyük Ressamlar - Degas
Büyük Ressamlar - DegasDavid Spence · Beta Yayınları · 201554 okunma
Berthe Morisot
Morisot, Degas'ın kadınlara karşı genellikle olan dostane olmayan tutumuna rağmen onun arkadaşıydı. Morisot hem resimlerini Empresyonist toplulukla birlikte sergiliyordu, hem de birçok Empresyonistin resimlerine konu oluyordu. Farklı tarzı eleştirmenlerin “savruk” diye adlandırdığı serbest fırça darbelerini göstermektedir. Ancak arkadaşları ve çağdaşları Empresyonistlerin ardından çokça aranan içtenliği yakalayan tekniğinin özgüvenine hayrandılar.
Sayfa 7 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Reklam
Farklılıklar
Degas birçok Empresyonist ile aynı sergide olmasına rağmen kendi tarzı ile diğerlerinin tarzı arasında önemli farklılıklar vardır. Örneğin, en plein air (açık hava) adlı resim yapma şekli Monet'e göre Empresyonizmin merkezinde bulunuyordu. Monet bunu sahnenin doğrudanlığını yakalamanın ve ışık ile renk nüanslarını değiştirmenin tek yolu olarak görüyordu. Degas ise şöyle diyerek farklılaşıyordu: "Şövaleleriyle ortalığı karıştıran adamlardan bahsetmeyin bana... Beyaz tuvallerinden oluşan zırhlarının arkasına saklanan budala ahmaklar..."
Sayfa 7 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Manet ve Degas
Manet ve Degas ilk defa Louvre'de Degas galeride bir sanat eserini kopyalarken karşılaşmıştır. Manet, Degas'a yaklaşmış ve ön karalama yapmadan iğneyle direkt olarak hazırlanan levhaya çizdiğini görünce şaşırmıştır. Söylentiye göre Manet şöyle demiştir: "İyi cesaret etmişsiniz, bu yöntemle bir sonuca varırsanız şanslısınız." İkili iyi arkadaş olmuşlardır. Manet'in Degas üzerinde büyük bir etkisi vardır. Manet eski okulun üzerine realistlikle giden bir nevi kahraman olarak görülüyordu: Paris hayatı, portreleri böylesine gerçekçi bir yansımaya hazırlıklı olmayan toplumu sarsmıştır.
Sayfa 7 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
James Tissot zamanının çoğunu anavatanı Fransa'dan ziyade Londra'da geçiren önemli bir portre ressamıdır. Eseri Victoria dönemi sosyetesini resmetmesiyle ünlüdür ve günümüzde çok sığ ve anlamsız diye eleştirilmektedir. 1874'te Degas Londra'daki arkadaşı Tissot'a bir mektup göndermiştir; “Buraya gel, sevgili arkadaşım Tissot, tereddüt etme ve kaçma. Boulevard'da sergilemelisin. Senin için iyi olur... Manet seni bunun dışında tutmak istiyor ama muhtemelen çok pişman olacaktır." Degas, Boulevard des Capucines'deki Empresyonist grubun ilk sergisine atıfta bulunmaktadır. Empresyonistleri realist akım olarak tanımlar: “orada realist bir Salon olmalı.”
Sayfa 6 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
"Fotoğraf Karesi" Gibi
Degas 1882'deki sergi dışında bütün Empresyonist topluluğu sergilerinde resimlerini sergilemiştir. Degas da tıpkı Empresyonistler gibi hareketi yakalama, bir sahneyi tıpkı bir fotoğraf makinesi gibi gözlemleme, anlatılması gereken özel bir hikâye olmadan hayatı “fotoğraf karesi” gibi gösterme arzusuna sahipti. Hepsinden önemlisi modern Paris hayatında gözlemlediği şeyleri olduğu gibi resmetmiştir: Çamaşırcı kadın, bale dansçısı, şarkıcı, at binicisi.
Sayfa 6 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Reklam
Klasik geleneğe dayanan sanatını kendi sözleriyle şöyle özetler: “Ah Giotto, Paris'i görmeme engel olma, ve Paris, sen de Giotto'yu görmeme engel olma.” (Giotto modern resmin kurucusu olarak kabul edilen bir 14. yüzyıl İtalyan sanatçısıdır.) Diğer bir deyişle, hem klasik sanatın prensiplerine olan bağlılığının etrafındaki çağdaş dünyayı betimlemesine engel olmamasını hem de bunun tam tersinin olmamasını umut ediyordu.
Sayfa 6 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
NEW ORLEANS ŞEHRİNİN ACILARI, 1865
Bu resim 1865 yılında French Salon sergisince kabul edilen Degas'ın ilk resmidir. Az ilgi görmüş olmasına pek şaşırmamak gerekir çünkü Manet'in Olympia resmi de aynı sergideydi ve Paris sosyetesinde skandal yaratmıştı. Manet'in görünüşe göre sosyete fahişesi olan cüretkar çıplak Olympia portresiyle karşılaştırıldığında Degas'ın ortaçağa ait savaş sahnesi oldukça demode kalıyordu. Degas, üç yıl önce Amerikan İç Savaşı'nda İttifak kuvvetlerinin işgal ettiği New Orleans'ın kaderi hakkında yorum yapmaya niyet etmiş olsaydı verdiği mesaj bu kadar açık olmazdı.
Sayfa 5 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Usta ve Genç Bir Adam
Degas, Ingres'i idolü olarak görmüştür. İlk karşılaştıklarında Ingres yetmişlerindeydi ve Degas genç bir adamdı. 1855 Paris World Fair'de Ingres'in "The Bather" resmi yoktu çünkü resmin sahibi olan Edouard Valpinçon resmi ödünç vermeyi reddetmiştir. Kendisini ikna etmeye çalışan Degas'ın yalvarmalarından etkilenen Valpinçon, Degas'ı Ingres'le tanıştırmıştır. Degas, Ingres'e ressam olmak istediğini söylemiştir ve tavsiyesini bir ustadan almıştır: “İster içinden gelen ister doğaya ait olan çizgi, bir sürü çizgi çiz, böylece iyi bir sanatçı olursun.” Degas bu tavsiyeyi önemsemiştir ve Ingres ile tanışmasını her yerde anlatmıştır. Degas'ın eserleri etrafındaki modern dünya ile ilgili olsa da Ingres figürlerine özgü klasik çizgilere çok şey borçludur.
Sayfa 5 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Eugène Delacroix
Eugéne Delacroix 19. yüzyılın ilk yarısının en büyük sanatçılarından biriydi. Dramatik tuvalleri, egzotik edebi temaları, genellikle de (1832'de ziyaret ettiği) Afrika'nın kuzeyine ait hikâyeleri, Ingres gibi öncü Fransız klasik tarz sanatçılarının tam zıttı bir şekilde resmediyordu. Delacroix'in romantik betimlemeleri kendisini takip eden Empresyonist ressamların öncüsü olmasını sağlayan göz kamaştırıcı renklerle yapılmıştır. Degas'ın, babasının aksine, Delacroix'in büyük bir hayranı olduğunu mektubundan alının şu kısım açıklamaktadır: "Biliyorsunuz ki kendisini düşüncelerinin keşmekeşine bırakan ve ne yazık ki kendisi uğruna resim yapmayı ihmal eden, her şeyin temellendiği o kilit taşı olan Delacroix hakkındaki düşüncelerinizi paylaşmam imkânsızdır."
Sayfa 4 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Reklam
Arayışın ve Buluşun Hikâyesi
Gustave Courbet ve Édouard Manet gibi çağdaş realist ressamlar ve Charles Baudelaire ve Émile Zola gibi çağdaş realist yazarlar sanatın romantik manzaraları ya da klasik antiklikten alınan temaları değil de gerçek hayatı yansıtması gerektiğine inanıyorlardı. Bu etkiler, özellikle de Manet'in görüşleri, Degas'ın modern hayatın “kahramanlık” temasının kaynağı olabileceğine inanmasına neden olmuştur. Bu andan itibaren Degas etrafındaki gerçek hayata yoğunlaşmıştır.
Sayfa 4 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Taklitten Özgünlüğe Arayışlar
Degas kariyerinin başlarında Eugéne Delacroix'ten ve özellikle de Jean Auguste Dominigue Ingres'ten oldukça etkilenmiştir. Degas ilk başlarda antik Yunan'daki durumları resmeden klasik okula gönderme yapan resimler çizerek en sevdiği sanatçıları taklit etmiş, ama kısa süre sonra resimlerinin demode olduğunu anlamış ve yeni temalar aramıştır.
Sayfa 4 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Geçmişe Olan Hayranlık
Degas büyük Fransız ve İtalyan ustaların sanatlarından etkilenmiştir ve onların yeteneklerini öğrenebilmek için kendisini onların eserlerini kopyalamaya adamıştır. 1857'de Roma'ya gelişinde etrafında gördüğü sanat eserlerini saplantılı bir şekilde çizerek 28 tane taslak defterini doldurmuş ve 1960 yılına kadar en az 700 adet Rönesans eserini ve Klasik eseri kopyalamıştır.
Sayfa 4 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Degas'ın Paris'i
Degas bütün hayatını Paris'te geçirmiştir. Sanatçı dostuyla birlikte resimlerini sergilemiştir, ama kendisini asla bir Empresyonist ressam olarak görmemiştir. Kendisi doyumsuz bir sanat koleksiyoncusuydu ve körlük başlangıcı yavaş yavaş resim yapmasını engellerken çizmekten çok toplamaya zaman ayırdı. 1908'de artık resim yapmayı aşağı yukarı bırakmıştı ve 1917 yılında ölene kadar kederli bir hayat sürdü. Ömrünün son yıllarında, bastonuyla yolunu bularak ve sürekli "Tek düşündüğüm şey ölüm" diye tekrarlayarak yanından geçen motorların yeni seslerinden bihaber bir şekilde Paris sokaklarında dolaşıyordu.
Sayfa 2 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
Degas zengin bir ailenin çocuğu olduğu için şanslıydı ve bu yüzden babasının da desteğiyle sanat tutkusuyla uğraşabilmişti. Hâlâ babasının evinde yaşamaya devam etse de 1859'da, yirmi beş yaşındayken, Paris'te, Rue Madame'de kendisine ait bir stüdyosu vardı. O zamanlar orada kafe topluluğunu oluşturan ve 19. yüzyılda sanata yön veren diğer sanatçıların arasına karışmaya başladı. 1860'ların ortak noktası Edouard Manet'in en fazla tanındığı yer olan Batignolles bölgesindeki Café Guerbois idi. Manet ve Degas'ın birbirleri üzerinde güçlü etkileri olacaktı.
Sayfa 2 - Beta Yayıncılık, Haziran, 2015Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.