Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağdaş Dünyada İslami Duruş

Ebubekir Sifil

En Eski Çağdaş Dünyada İslami Duruş Sözleri ve Alıntıları

En Eski Çağdaş Dünyada İslami Duruş sözleri ve alıntılarını, en eski Çağdaş Dünyada İslami Duruş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanların, dünya işlerini yoluna koymak amacıyla dinlerini terk ettikleri her nokta için Allah onların başına, düzeltmek istedikleri o işten daha zararlısını getirir.. Hz.Ali ra.
Dünyayı yamamak için parçalarız dini biz, Sonra ne din kalır elde, ne yama diktiğimiz ..
Reklam
Şa’ban Ayı’nın 15. gecesi olan berat gecesinde fazileti, bu gecede dua, tövbe-istiğfar ve ibadet etmenin fazileti inkar edilemez. Bu sebeple fıkıh kitaplarında bu gece, İhyası mensup olan gecelerden sayılmıştır. Ancak bu geceye mahsus belli namazlar bulunduğu konusunda sabit olan herhangi bir rivayet yoktur.
İslam dünyasında Modernist çalışmalara kuşbakışı baktığımızda görünen manzara şudur: Aslında ortada bütünlük arz eden, sistemini kurmuş, altyapısını ve ústyapısını oluşturmuş ve kendi literatűrünü geliştirmiş yeknesak bir "İslam Modernizmi" yoktur. Görûnen, sadece belli "sloganlar"ı benimsemekten başka ortak bir tarafı bulunmayan Modernistler topluluğudur.
... Modernistler'in-en azından bir kısmının- yaklaşımına bakalım: ... "Ilk şekliyle Muhammed Abduh tarafından ortaya atılan bu iddia, Muhammed ikbal tarafından felseff bir terminoloji ile yeniden ifade edildi. Buna göre Kur'an'ın son vahiy ve Hz. Muhammed'in son peygamber olduğu gerçeği, insanlığın gelişmesi açısından oldukça anlamlıdır. Bu demektir ki, insan öyle bir olgunluk seviyesine çıkmıştır ki, artık onun hazır vahyin yardımına ihtiyacı yoktur. İnsan, kendi ahlaki ve fikrî kurtuluş kaderini kendisi çizebilir..." Bu pasajda modern insanın, İlahf irade ve vahyin egemenliği karşısında istiklalini ilan etmesi, Kur'an'ın tabiriyle "tuğyân"ı, oldukça çarpıcı biçimde dile getirilmektedir. Tablo oldukça nettir: Eğer "gelenek", dini yozlaştırmış, Kur'an ve Sünnet'i yanlış okumuşsa(!) Modernistler daha kötüsünü yapmışlar, onu buharlaştırarak tamamen fonksiyonsuz hale getirmiş ve bu suretle hayatın dışına itmişlerdir!
Modern İslam Düşüncesi'nin en bariz vasfının "tepkisellik" olduğunu söyledik. Bu tez, ilk bakışta tartışmalı görünebilir. Ancak İslam Dünyası'nda bu yaklaşımın temsilcileri olarak öne çıkan isimlerin çalışmalarına baktığımız zaman, orijinal bir duruştan ziyade, "yanlış bulma" gayretinin daha baskın bir tavır olarak belirdiğini mūşahede ediyoruz. Bir başka deyişle, bizdeki Modernist yaklaşımın, geçmiş ulemanın nadiren metodolojik, ama ağırlıklı olarak tikel konulara ilişkin söylediklerinin ve yazdıklarını, çoğu zaman enteresan bir şekilde yine "klasik" olarak adlandırılan eser ve kişilere dayanarak yanlışlamaya çalıştığını görmekteyiz.
Reklam
"Olur ki bir şey hoşunuza gitmezken o sizin için hayırlı olur; birşeyi de sevdiğiniz halde o da sizin için şer olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz."
Eğer (Hz.) Muhammed onların tanrılarını, insan ve tanrı arasında aracı olarak kabul ederse ve belki de tekrar dirilme fikrini kaldırabilirse, onlar da müslüman olabileceklerdi. Tekrar diriliş konusunda uzlaşma olamazdı. Aracı tanrılar konusunda ise İslamf gelenek şunları söylüyor: Habeşistan'a göç zamanında oluşum halindeki müslüman toplum büyük sıkıntılar içinde iken peygamber bir kez bu tanrılar lehine konuşmuş, 53. sureden uzlaşmaya (tavize) işaret eden bazı ayetler zikretmiştir.
Sayfa 28 - Fazlur Rahman makalelerindenKitabı okudu
Türkiye treninin, "etkili ve yetkili bazı çevreler" tarafından elde bulundurulan manivela ile daha önce de yapıldığı gibi makas değiştirmek suretiyle 28 Şubat'ta içine sokuldugu tünel uzana kıvrıla devam ediyor ve biz yolcular, henüz ucu net olarak görünmeyen bu tünelin içinde nereye doğru yol aldığımızı bilmeden sarsıla kaykıla yol almayı sürdürüyoruz. Bu arada, bir "tunel"den geçiyor olmanın sağladığı avantajları kullanmakta usta, deneyimli "seyyarlar", trenin tünele sokulmasını "tren dediğin tünelde seyretmeli, açık hava da ne oluyor" mantığıyla isliklayıp alkışlayanlar, karanlıktan istifadeyle "ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet" diyerek "keramet" ve "marifefle- rini "derin"den sergileyenler ve daha nice nice "ince zenaat" erbabı boy gösteriyor trenin dar ve karanlık koridorlarında...
Bilindiği gibi ezanın Türkçe okutturulması fikrini ilk ortaya atan, Türk modernleşmesinin fikir babalarından Ziya Gökalp'tir. "Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur, Köylü anlar manasını namazdaki duanın... Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kur'an okunur, Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın... Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın. Gökalp'in "Vatan" adlı şiiri bu dizelerle başlar. Bilahare bu fikir M. Kemal'de de yer etmiş ve Kur'an'ın, ezanın, tekbirin, kametin, salaların, hutbenin... Türkçeleştirilmesi uygulamasına adım adım geçilmiştir. "Gazi Mustafa Kemal, tasarladığı inkılâpları fiil sahasına koymadan önce, daima etrafında bulunanlardan başka kimselerle de istişare eder, asıl maksadını gizleyerek, varmak istediği gayenin kâh lehinde kâh aleyhinde fikir yürütür, ortalığı yoklar, nihayet kararını verirdi.
271 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.