Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cellatlar Kahvesi

Erol Çelik

Sayfa Sayısına Göre Cellatlar Kahvesi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Cellatlar Kahvesi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Cellatlar Kahvesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“ Cellat demek, günah işleyen fakat cehenneme gitmekten korkan hiç kimse tarafından sevilmeyen ama herkes tarafından saygı duyulan kişiler demekti.”
Sayfa 27
İyice yaşlandı Ramazan Ağa, her akşam eve gider gitmez , ölmüş karısını rüyasında daha fazla görmek için, erkenden uyur.
Sayfa 43 - CADIKitabı okudu
Reklam
Yusuf
Gecenin karanlığı, iki adamın tam ortasında dalgalandı. “Bir şeye ihtiyacın var mı, Yusuf?” Asır, söyleyecek bir şey bulamıyordu. Bu gece yaşadığı bunca duygusal sarsıntıyla uyumaya gitmek çok akıllıca gelmiyordu. Belki biraz şarap içebilirdi. “Var elbette. Bunu bir tek sen yapabilirsin. Bana bir tek sen yardımcı olabilirsin.” Yusuf’un yüzüne bir nur inmiş gibiydi. Aklına yeni geliyormuş gibi, sanki gerçek çözümü yeni buluyormuş gibi mutlu oldu. Asır, yardımcı olabileceğini öğrenince ve adamın yüzünde mutlu bir şeyler görünce, sevindi. “Ne istersen yaparım.” “Vaatlerine dikkat et ağa, isteyeceğim şeyi bilmeden karar verme.” “Eğer yapabileceğim bir şeyse yaparım, bahtı kara Yusuf.” “Bunu ancak sen yapabilirsin.” “De hele, ne yapmalıyım? Neye ihtiyacın var?” Yusuf, aklının çukurlarından birine dalıp, kendisinden bile gizlediği bir şeyi çıkartmak için çabalıyormuş gibi bekledi. Aradığını bulunca da cesareti için derin bir soluk aldı. “De hele, neye ihtiyacın var.” “Ölmeye ihtiyacım var.”
Sayfa 75 - Cadı YayınlarıKitabı okudu
Hiçbir cellatbaşı ölümden korkmazdı. Aldıkları her canla kendileri de ölür, gün geldiğinde Onur Savaşı’yla canlarını vermeye hazır olurlardı.”
Sayfa 114
Bıçak gibi kesildi
Sağ olan da, var olan da bilsin ki, sabır ümitle beslenir. Hem vallahi, hem billahi, Asır için ümit, oğlu doğuncaya kadar var olmadı. Tam on yıl boyunca babasından nefret ederek yaşamak zorunda kaldı. Onunla aynı evde bulunduğu her andan, onunla aynı sofrayı paylaştığı her andan, hatta onunla aynı havayı soluduğu her andan nefret etti. Bu nefret onu olgunlaştırdı. Kaskatı biri oldu. Bu katılık, babasının ölümünü seyrettiği an, geçti. Bıçak gibi kesildi. Cellatbaşı olmak istediğinde daha yirmi altı yaşındaydı. Öyle kolay değildi, makam sahibi olmayan bir babanın oğlunun cellatbaşı olması. Önce bunun diyetini ödetirlerdi insana. Eğer cellatbaşı olmak istiyorsa, er meydanında, babasının Onur Savaşı’nı yönetmesi gerekiyordu. Hiç tereddüt etmeden kabul etti.
Sayfa 126 - Cadı YayınlarıKitabı okudu
Cellatlar Kahvesi
En azından babalarının kaderini paylaşacak kadar şanslıydılar.
Sayfa 143 - Cadı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Cellatlar Kahvesi’ndeki adamların hepsinin içinde, hiç yeşermeyen bir ağaç büyüyordu. Palalarıyla budadıkları, döktükleri kanla suladıkları,acı meyveler veren bir ağaç.”
Sayfa 172
“Sakın başkasının suyunu kirletme.!”
Sayfa 225
Demek ölüm, yalnız kalmak kadar güzeldi.
Sayfa 276 - CADI YAYINLARIKitabı okudu
“Cellatlar Kahvesi’nin dışında yaşayanlar şunu bilsinler ki, bazılarının sonu musalla taşında bitmez.”
Sayfa 385