Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cellatlar Kahvesi

Erol Çelik

Cellatlar Kahvesi Sözleri ve Alıntıları

Cellatlar Kahvesi sözleri ve alıntılarını, Cellatlar Kahvesi kitap alıntılarını, Cellatlar Kahvesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Sakın başkasının suyunu kirletme.!”
Sayfa 225
“Cellatlar Kahvesi’ndeki adamların hepsinin içinde, hiç yeşermeyen bir ağaç büyüyordu. Palalarıyla budadıkları, döktükleri kanla suladıkları,acı meyveler veren bir ağaç.”
Sayfa 172
Reklam
Demek ölüm, yalnız kalmak kadar güzeldi.
Sayfa 276 - CADI YAYINLARIKitabı okudu
Hiçbir cellatbaşı ölümden korkmazdı. Aldıkları her canla kendileri de ölür, gün geldiğinde Onur Savaşı’yla canlarını vermeye hazır olurlardı.”
Sayfa 114
“ Cellat demek, günah işleyen fakat cehenneme gitmekten korkan hiç kimse tarafından sevilmeyen ama herkes tarafından saygı duyulan kişiler demekti.”
Sayfa 27
“Cellatlar Kahvesi’nin dışında yaşayanlar şunu bilsinler ki, bazılarının sonu musalla taşında bitmez.”
Sayfa 385
Reklam
İyice yaşlandı Ramazan Ağa, her akşam eve gider gitmez , ölmüş karısını rüyasında daha fazla görmek için, erkenden uyur.
Sayfa 43 - CADIKitabı okudu
Cellatlar Kahvesi
En azından babalarının kaderini paylaşacak kadar şanslıydılar.
Sayfa 143 - Cadı yayınlarıKitabı okudu
Terddüt Etme Ağam!
“Suyu kirletmeye hakkın yok,” dedi, karısı. “Suyu kirletmeye hakkın yok,” dedi, devşirme karısı. “Suyu kirletmeye hakkın yok,” dedi, Ermeni karısı. Sesler yankılanıyor, görüntüler birbirine geçiyordu. “Suyu kirletmeye hakkın yok,” dedi, kendi karısı Çatal, korkmaya başlamıştı. Başına açtığı işi düşündü. Bağırmak veya kendi karısına saldırmak geçmiyordu aklından. Tekrar suya dalıp, huzur içinde ölmek istiyordu. “Sahiplerinden izin almadan, suyu kirletemezsin.”
Cadı YayınlarıKitabı okudu
Bir Solukta
Elbette, koskoca Devlet-i Aliyye’nin sınırları dünyaları aşmıştı, elbette bu nabız gibi atan imparatorluğun her köşesinde karanlık bir şeyler yaşanırdı ve muhakkak, akşam ezanından sonra, bellerindeki silahlarla at süren iki celladın nereye gittiğini merak eden birkaç kişi olmuştur ama tek bir Osmanlının bile bu durumu garipsediği söylenemezdi. Onlar cellattı ve ölümün saati yoktu.
Cadı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bıçak gibi kesildi
Sağ olan da, var olan da bilsin ki, sabır ümitle beslenir. Hem vallahi, hem billahi, Asır için ümit, oğlu doğuncaya kadar var olmadı. Tam on yıl boyunca babasından nefret ederek yaşamak zorunda kaldı. Onunla aynı evde bulunduğu her andan, onunla aynı sofrayı paylaştığı her andan, hatta onunla aynı havayı soluduğu her andan nefret etti. Bu nefret onu olgunlaştırdı. Kaskatı biri oldu. Bu katılık, babasının ölümünü seyrettiği an, geçti. Bıçak gibi kesildi. Cellatbaşı olmak istediğinde daha yirmi altı yaşındaydı. Öyle kolay değildi, makam sahibi olmayan bir babanın oğlunun cellatbaşı olması. Önce bunun diyetini ödetirlerdi insana. Eğer cellatbaşı olmak istiyorsa, er meydanında, babasının Onur Savaşı’nı yönetmesi gerekiyordu. Hiç tereddüt etmeden kabul etti.
Sayfa 126 - Cadı YayınlarıKitabı okudu
Yusuf
Gecenin karanlığı, iki adamın tam ortasında dalgalandı. “Bir şeye ihtiyacın var mı, Yusuf?” Asır, söyleyecek bir şey bulamıyordu. Bu gece yaşadığı bunca duygusal sarsıntıyla uyumaya gitmek çok akıllıca gelmiyordu. Belki biraz şarap içebilirdi. “Var elbette. Bunu bir tek sen yapabilirsin. Bana bir tek sen yardımcı olabilirsin.” Yusuf’un yüzüne bir nur inmiş gibiydi. Aklına yeni geliyormuş gibi, sanki gerçek çözümü yeni buluyormuş gibi mutlu oldu. Asır, yardımcı olabileceğini öğrenince ve adamın yüzünde mutlu bir şeyler görünce, sevindi. “Ne istersen yaparım.” “Vaatlerine dikkat et ağa, isteyeceğim şeyi bilmeden karar verme.” “Eğer yapabileceğim bir şeyse yaparım, bahtı kara Yusuf.” “Bunu ancak sen yapabilirsin.” “De hele, ne yapmalıyım? Neye ihtiyacın var?” Yusuf, aklının çukurlarından birine dalıp, kendisinden bile gizlediği bir şeyi çıkartmak için çabalıyormuş gibi bekledi. Aradığını bulunca da cesareti için derin bir soluk aldı. “De hele, neye ihtiyacın var.” “Ölmeye ihtiyacım var.”
Sayfa 75 - Cadı YayınlarıKitabı okudu