Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cennet Yolu

John Steinbeck

Cennet Yolu Gönderileri

Cennet Yolu kitaplarını, Cennet Yolu sözleri ve alıntılarını, Cennet Yolu yazarlarını, Cennet Yolu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
583 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"Bir tek hikâye vardır bu dünyada. Bütün romanlar, şiirler içimizdeki o bir türlü sona ermez iyiyle kötü yarışı üzerine yazılmıştır... Ve bana sorarsanız derim ki kötülük ölür ölür dirilir, iyilik ise ebedidir. Kötülüğün daima taptaze bir çehresi vardır, iyilik ise yaşlıdır ve dünyada en fazla saygıya layık şeydir." Sayfa 399 Bir tarafta iyiler; Samuel Hamilton, Adam Trask, Lee. Diğer tarafta kötüler; Cathy, Charles ve diğerleri. Gayet akıcı, tek bir sayfası bile sıkıcı olmayan son derece etkileyici bir hikaye. Kitabın ana karakteri Adam Trask olsa da bana göre kitabın yıldızları Samuel Hamilton ve Lee karakterleriydi. Lee'nin annesi ve babasını anlattığı doğum hikayesi ise oldukça duygu yüklüydü. Çok çok iyi bir eser. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Herkese faydalı okumalar dilerim.
Cennet Yolu
Cennet YoluJohn Steinbeck · Türkiye Yayınevi · 19536,4bin okunma
Daha çok küçükken öğrendim hayatta fazla bir şey istememeyi. Çok şey istemek insanı hayal sukutuna uğratır ki bunu da hak etmiştir yani.
Sayfa 577 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
Reklam
"Herşeyin ömrü ancak bir gündür: Hatırlayan da, hatırlanan da. Daima dikkat et: Herşey bir değişikliğin mahsulüdür. Şunu kafana iyice koy: Kainatın en sevdiği, var olanı değiştirmek ve ona benzer yeni şeyler yapmaktır. Zira, ne varsa, ileride olacak bir şeyin tohumudur." Marcus Aurelius
Sayfa 558 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
Hiç farkına varılmamak, farkına varılıp da soğuk karşılanmaktan daha iyiydi.
Sayfa 429 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
Bir tek hikâye vardır bu dünyada. Bütün romanlar, şiirler içimizdeki o birtürlü sona ermez iyiyle kötü yarışı üzerine yazılmıştır... Ve bana sorarsanız derim ki kötülük ölür ölür dirilir, iyilik ise ebedidir. Kötülüğün daima taptaze bir çehresi vardır, iyilik ise yaşlıdır ve dünyada en fazla saygıya layık şeydir.
Sayfa 399 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
Ben şunu bilirim, şunu söylerim: İnsanların içinde bir iyi olmak, sevilmek arzusu vardır. Nitekim, kusurlarının çoğu sevgiye doğru can atıp da muvaffak olamamaktan ileri gelmiş şeylerdir. Biri öldü mü, değeri, nüfuzu, dehası ne olursa olsun, sevilmeden öldüyse hayatını heba olmuş gibi hisseder ve ölümü başkaları için de ancak pek soğuk bir his uyandıran feci bir şeyden ibarettir. Bana öyle geliyor ki, siz, yahut ben iki fikirden, iki hareketten birini tercih zorunda kaldığımız zaman, bir gün olup öleceğimizi aklımıza getirmeli ve öldüğümüz zaman dünyanın sevinmiyeceği şekilde yaşamaya bakmalıyız.
Sayfa 399 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Bir üçüncü adam daha vardı ki, ihtimal hareketlerinde bir çok hatalar işlemişti ama, bütün ömrünü insanları cesur, şerefini, haysiyetini bilir, temiz mahlûklar haline getirmeye hasretmişti. Hem öyle bir devirde ki millet sefalet ve korku içindeydi, bütün kötü kuvvetler de onların bu korkularından faydalanmak üzere seferber olmuşlardı. Bu adamı sevmeyen pek az kişi vardı. Öldüğü zaman millet sokaklarda hüngür hüngür ağladı ve ruhları: "Şimdi biz ne yapacağız? Onsuz biz nasıl yaşarız!" diye inledi.
Sayfa 399 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
Şeytan gibi kurnaz bir adamdı. İnsanların şereflerinden, haysiyetinden haberi olmadığı ve onların bütün zayıf ve kötü taraflarını gayet iyi bildiği için bu bilgisini herkesi kendine bendetmekte, satın almakta, onlara rüşvet yedirip tehdidi ve hâkimiyeti altında tutmakta kullanmış ve nihayet büyük bir iktidara sahip omuştu. Hareketlerini fazilet maskesi altında saklardı ve ben kendi kendime: "İnsanın izzetinefsini elinden aldıktan sonra, sevgisini, ona ne verseniz kazanamazsınız, bu adam bunu bilmiyor mu?" derdim. Rüşvet alan, rüşvet verene ancak diş biler. O adam öldüğü zaman millet kendisini göklere çıkardı ama, içinden de öldü diye seviniyordu.
Sayfa 398 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
Asrın en zengin adamıydı. İnsanların ruhlarını, vücutlarını çiğneyerek servete pençesini atmış, sonra da kaybettiği sevgiyi para ile tekrar elde edebilmek için yıllarca çalışmıştı. Bu suretle dünyaya iylikleri dokunmuş, belki de günahlarından daha ağır basacak kadar savap işlemişti. Öldüğü zaman ben bir vapurdaydım. Haberi tahtaya yapıştırmışlardı. Hemen hemen herkes bu habere sevindi ve birçoğu: "Çok şükür, kerata ölmüş," dedi
Sayfa 398 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
Herodotus "İran Harbi" nde bir hikâye anlatır: Günün en zengin adamı olan Karun Atinalı Solon'a: "Dünyanın en bahtiyar insanı kimdir?" diye soruyor. Solon eski devirlerde yaşamış üç bahtiyar insanı sayıyor. Pek muhtemeldir ki bu isimler Karun'un bir kulağından girmiş, bir kulağından çıkmıştır, çünkü asıl merak ettiği şey kendisidir. Bu arada adının geçmediğini görünce dayanamıyor. - "Beni bahtiyar kabul etmiyor musunuz?" diye soruyor. Solon tereddüt etmeden şu cevabı veriyor: - "Ne diyebilirim ki? Siz daha ölmediniz." Bugün biri ölünce eğer sağlığında servet, nüfuz, kudret gibi, insanı gıpta ettiren fâni şeylere sahipti de geride kalanlar onun malının, mülkünün, şeref ve itibarının, bıraktığı eser ve anıtların hesabını çıkarmaya koyulurlarsa - o sual gene karşımıza dikilir. Hayatını iyi mi kullandı, kötü mü? Bu Karun'un sualinin başka bir şeklidir. Artık ortada gıpta falan kalmadı ya, ölçü şudur: "Seviliyor muydu, nefret mi ediliyordu? Ölümü kayıp mı sayılıyor, yoksa sevinç mi yaratıyor?"
Sayfa 397 - Türkiye Yayınevi 1955 BaskısıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.