Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret

Aldous Huxley

Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret Gönderileri

Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret kitaplarını, Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret sözleri ve alıntılarını, Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret yazarlarını, Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Neredeyse her girişim alanında olduğu gibi, kitle iletişimi alanında da teknolojik ilerleme, Küçük Adam’a zarar vermiş, Büyük Adam’a yaramıştır. Elli yıl kadar önce, her demokratik ülke, çok sayıdaki küçük dergisi ve yerel gazetesiyle övünebilirdi. Binlerce yerel editör binlerce bağımsız düşünceyi dile getirirdi. Burada ya da başka bir yerde, neredeyse herkes neredeyse basılı her şeyi elde edebilirdi. Bugün basın yine yasal olarak özgür; ama küçük gazetelerin çoğu yok oldu. Kâğıt hamurunun, modern baskı makinelerinin ve ajans haberinin maliyeti, Küçük Adam için çok fazla. Totaliter Doğu’da politik sansür var ve kitle iletişim araçları Devlet tarafından kontrol edilmekte. Demokratik Batı’da ekonomik sansür var ve kitle iletişim araçları İktidar Seçkinleri tarafından kontrol edilmekte. Maliyetleri yükseltmek ve iletişim iktidarını birkaç büyük şirketin elinde toplamak, Devlet sahipliği ve hükümet propagandasından daha az itiraz edilebilecek şeyler; ama kesinlikle Jeffersongil bir demokratın onaylayabileceği bir şey değil.
Bilgisiz halk güvende olmaz. Basının özgür olduğu, her insanın okuyabildiği yerde, herkes güvendedir.” Atlas Okyanusu’nun öbür yakasında, bir başka tutkulu akıl mümini, yaklaşık olarak aynı sıralarda, neredeyse aynı şeyleri düşünüyordu. John Stuart Mill, babası yararcı filozof James Mill hakkında şöyle yazmıştı: “İzin verildiğinde, aklın insanların zihinlerini etki altına alacağına güveni öylesine tamdı ki, nüfusun tamamı okuyabilse, her türlü düşünce onlara yazılı veya sözlü olarak iletilebilse ve seçme haklarıyla, benimsedikleri fikirlere sonuç kazandırabilecek bir yasama meclisi seçebilseler, her şeyin kazanılabileceğine inanıyordu.” Her şey güvende, her şey kazanılacaktı. Bir kez daha on sekizinci yüzyıl iyimserliğini ayırt edebiliyoruz. Doğrudur, Jefferson iyimser olduğu denli gerçekçiydi. Acı deneyimle biliyordu ki, basının özgürlüğü utanç verici biçimde kötüye de kullanılabilirdi. “Gazetede,” demişti, “görülen hiçbir şeye artık inanılamaz.” Yine de şöyle ısrar ediyordu (ve biz onunla ancak hemfikir olabiliriz): “Doğruluğun sınırları içinde, basın soylu bir kurumdur, bilimin ve sivil özgürlüğün eşit biçimde dostudur.” Tek kelimeyle, kitle iletişimi ne iyi, ne de kötüdür; sadece bir güçtür, tüm diğer güçler gibi, iyiye de kullanılabilir, kötüye de. Bir şekilde kullanıldıklarında, basın, radyo ve sinema demokrasinin hayatta kalabilmesi için zorunludur. Öbür şekilde kullanıldıklarında, diktatörün cephaneliğindeki en güçlü silahlardır.
Reklam
“Eğer bir ulus hem cahilse hem de özgür olmayı umuyorsa,” diyordu Jefferson, “hiç olmayan ve olmayacak bir şeyi ummaktadır...
Eğer politikacılar ve seçmenleri, her zaman, kendilerinin ve ülkelerinin uzun erimli özçıkarlarını geliştirecek biçimde hareket erseydiler, bu dünya bir yeryüzü cenneti olurdu. Böyleyken, salt en az övgüye değer tutkularını tatmin etmek için, çoğu zaman kendi çıkarları aleyhinde davranmışlardır; sonuçta dünya bir sefalet yeridir.
İnsan bir otomat olmak için yaratılmamıştır, bir otomat olursa, zihinsel sağlığın temeli de mahvolur.
...insanlık başarısızlığının bedelini, gitgide artan zihinsel hastalıkla, iş ve sözde hazza yönelik delice bir dürtünün altına gizlenmiş umutsuzlukla ödeyen bir otomata çevirmeye yöneliyor.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.