1983 yılı Mart ayı. Yirmi altı yaşında, çiçeği burnunda, idealist bir
doktor, aynı yıl çıkan zorunlu hizmet yasası gereğince
çektiği kura doktor, aynı yıl çıkan zorunlu hizmet
yasası gereğince çektiği kura ile Antakya E tipi
Cezaevine tayin edilir. Cezaevinde doktor ne yapar,
görevi nedir, neler bilmesi gerekir, yetkileri nedir,
hiçbir fikri yoktur. Ama artık bir cezaevi doktorudur.
Cezaevi A.Ş., 1983 yılında Antakya E Tipi Cezaevi'nde
başlayıp 1987 yılını Mart ayında Samsun Vezirköprü
Cezaevi'nde sona eren, tecrübesiz bir doktorun
Türkiye'nin gerçekleri ile tanışma serüvenini anlatıyor.
Trilyonluk banka boşaltmaları... Usulsüz kredileri yok
etme sihirbazlıkları... Haksız yere kazanılan milyon
dolarlar... Tonları bulan uyuşturucu ticareti... Silah
kaçakçılığı... Bunların hiçbirini bu kitapta
göremeyeceksiniz. Ama, yumurta, domates, patates,
patlıcan, pirinç, hırsızlıkları var. Kısaca bu kitap,
1980 sonrasında çarpıklaşmaya başlayan cezaevi
sisteminin bir aynası...
"...ve dönüp geriye bakınca hep koştuğumu gördüm, ama
şimdi bir gerçeği tam olarak kabullenmesem de
hissedebiliyorum. Galiba boşuna koşmuşum. Ne
pisliklerden, ne sahtekârlardan, ne de kötülüklerden,
hiçbirinden kurtulamadım. Ne kadar kaçarsam kaçayım,
koşarsam koşayım, karşımda yine onlar oluyor... İsimler,
yüzler değişiyor, ama olayları benzer şekilde tekrar
yaşıyorum."