Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çin Felsefesi Tarihi

Fung Yu-Lan

Çin Felsefesi Tarihi Gönderileri

Çin Felsefesi Tarihi kitaplarını, Çin Felsefesi Tarihi sözleri ve alıntılarını, Çin Felsefesi Tarihi yazarlarını, Çin Felsefesi Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
498 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bir ülkenin ekonomik koşullarının ve dünya medeniyeti içindeki konumunun ne derece kültürü ve düşünce sistemi ile ilişkili olabileceğini, bu kitabı okuyunca daha iyi anladım. İnsan yaşamı ve devlet siyasi yapısı için yön verici etkisi olan düşünce sistemlerini tarihi geçmişi ile bugüne kadar detaylı bir anlatımla okuduğumuzda, bugünkü Çin'e bakışımız tamamen değişmektedir. Batı medeniyetinin tarihsel gelişiminde 15.yy dan sonra etkisini gösteren düşünce sistemleri ve felsefenin Çin'de M.Ö 1000 lere kadar uzanan seyrini, toplum yapısı ve devlet yönetimi üzerindeki hâkimiyetini görüyoruz. Bilim ve medeniyeti, Batı uygarlığı ile özdeşleştiren ve her türlü gelişme - çağdaşlaşma için, kaynağı Batı olarak gören "Aydin" kesimin, artık at gözlüklerini atarak, kendi kültür - düşünce yapımızın temelleri üzerinde ancak bir toplumsal gelişme ve ilerleme sağlayabileceğimizi görmeleri zaruridir. Teknolojik ürünler ithal etmekle veya bazı yaşamsal fiziki koşulları Batı'ya benzeterek gerçek bir gelişmenin sağlanamayacağını acilen öğrenmemiz gerekiyor. Temel unsurun "İnsan" olması dolayısıyla, bir ülkenin medeniyet içinde bir yer edinebilmesinin de ancak insani vasıflarının gelişmesine bağlı olduğu görülmelidir. Bu vasıfların da ancak kültür - düşünce sistemi - yaşam felsefesi sayesinde topluma kazandırılabileceğini anladığımızda, yeniden dünya medeniyeti içindeki gerçek konumumuza ulaşacağız...
Çin Felsefesi Tarihi
Çin Felsefesi TarihiFung Yu-Lan · İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları · 200918 okunma
Eğer bir yönetici, kendisini iyi bir lider haline getiren ahlaki niteliklerini kaybederse, insanlar devrim yapma hususunda ahlaki bir hakka sahip olurlar. Bu durumda, yöneticinin öldürülmesi bile, artık bir hükümdar öldürme suçu değildir. Bu nedenle, Mencius'a göre, eğer bir hükümdar ideal olarak yapması gerekeni yapmazsa, o artık ahlaken hükümdar değildir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
İnsan doğasının iyi mi kötü mü olduğu, yani insan doğasının tam olarak iyi mi yoksa tam olarak kötü mü olduğu, Çin felsefesinde en tartışmalı problemlerinden biri oldu.
O zaman, başkalarını sevmek, Amerikalıların söylediği gibi, "ödenen" bir tür kişisel sigorta ya da yatırımdır. Ancak insanların çoğu, uzun vadeli bir yatırımın değerini görmezler ve bu tür bir yatırımın, karşılığı uzun vadede alınır.
"Başkalarını eleştiren herkes, eleştirdiğinin yerine bir şey koymak zorundadır. Bu yüzden ben şöyle diyorum: 'Her şeyi kuşatmayı, ayırım yapmanın yerine koy'.
Kendi manevi gelişimi hakkında konuşan Konfüçyüs şöyle der: "On beş yaşındayken kendimi öğrenmeye verdim. Otuz yaşında irademe sahip olabildim. Kırk yaşında Göğün emrini öğrendim. Altmış yaşında, sezgi yoluyla her şeyi kavradım. Yetmiş yaşında, doğru olan şeylere zarar vermeden, kalbimin bütün isteklerini yerine getirebildim" (KS, il, 4).
Reklam
Sonuç olarak biz her zaman, başarı endişesinden ya da başarısızlık korkusundan özgür olacak ve böylece de, mutlu olacağız. Bunun için Konfüçyüs şöyle demiştir: "Bilge, şüphelerden azadedir; endişeden uzak erdemli ve korkudan uzak cesur kişidir" (KS, IX, 28). Başka bir yerde de: "Üstün insan, her zaman mutludur; küçük insan ise üzgün" (KS, VII, 36), der.
Göreceğimiz gibi, Taocular "hiçbir şey yapmama" düşüncesini öğrettiler. Oysa Konfüçyüs, "karşılıksız yapma" teorisini öğretmekteydi. Konfüçyüs'e göre, her insan için yapması gereken bir şey olduğundan, o hiçbir şey yapmamazlık edemez. Bununla birlikte, onun yaptığı, "karşılıksız" dır, çünkü insanın yapması gerekeni yapmasının değeri, bizatihi bunu yapmakta yatar; eylemin harici sonucunda değil Konfüçyüs'ün kendi hayatı, kesinlikle bu öğretinin iyi bir örneğidir. Büyük toplumsal ve siyasi düzensizlik çağında yaşarken, dünyayı ıslah etmek için elinden gelenin en iyisini yaptı. Her yere seyahat etti ve Sokrates gibi, herkesle konuştu. Gayretleri sonuçsuz olsa da, asla hayal kırıklığına uğramadı. Başaramayacağını biliyordu, ancak uğ- raşmaya devam etti.
Li Chi'nin bir başka bölümü olan, Konfüçyüs'ün torunu Tzu- ssu'ya atfedilen Chung Yung ya da Orta Yol Doktrini'nde, şöyle denilir: " Chung ve shu, Yol' dan uzak değildir. Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma ... Oğlunun sana hizmet etmesini istediğin gibi, babana hizmet et ... Kendinden aşağı olandan sana hizmet etmesini istediğin gibi yöneticine hizmet et ... Genç kardeşinin sana hizmet etmesini istediğin gibi büyük kardeşine hizmet et ... Kardeşlerine sana davranmalarını istediğin şekilde onlara davranışta örnek ol.."
Aynı şekilde Klasikleri öğretirken de Konfüçyüs, onlar hakkında yeni yorumlar yapar. Bu yüzden Şiir Kitabından söz ederken, şöyle diyerek onun ahlaki değerini vurgular: "Şiir Kitabı'nda, üç yüz şiir vardır. Ancak onların özü, bir cümleyle ifade edilebilir: 'Kötü düşüncelere sahip olma'" (KS, II, 2).
220 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.