Çin İşi Japon İşi Gönderileri
Çin İşi Japon İşi kitaplarını, Çin İşi Japon İşi sözleri ve alıntılarını, Çin İşi Japon İşi yazarlarını, Çin İşi Japon İşi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Sonuç: "Aslında Yanlış Bir Olay!"
Türkiye'de "erkekliğin mahremiyeti"ne girilebildikçe, "erkek olmak" uğruna ne ölçüde "insan olmak"tan vazgeçme durumunda kalındığını ortaya sermek ancak mümkün olacaktır.
Sayfa 57Kitabı okudu
Erkekliğin Kültürel Göreliliği
Bir iktidar pratiği olarak erkekliğin, erkekler açısından ne ölçüde sorun yarattığını ortaya serebilmenin kendisi, başlı başına bir sorundur. Çünkü hayatın içinde erkeklik üretmeye zorlanmak, bir erkek için rahatsızlık verici veya pişmanlık uyandırıcı olsa da bu hissiyat dışa yansıtılmaz. "Açık etmek" bir erkeğe yakıştırılmaz! Bu nedenle pişmanlık hissi, hatta taşıyıcısı olunan erkeklikten duyulan nefret, içe atılır. Dışa yansıyan, daha çok, ya erkekliğin nimetlerinden yararlanıyor olmanın kaba ve genellikle sahte hazzı, ya da erkekliğin sorumlulukları veya yükümlülükleri altında yıpranmanın ince, ama aynı ölçüde sahte yakınmalarıdır. Sonuçta, erkekliğin nimetlerinden dolayı külfetlerine de katlanmak gerektiği şeklinde bir olumlama ile "orta yol" bulunur.
Sayfa 42Kitabı okudu
Çok naif mi gelecek bilmiyorum, ama galiba şehvetten âri şefkatimiz, yani “sevgi”. Zaten aşkla başlayıp sonra evliliğe evrilmiş ilişkiler hâlâ sürebiliyorsa onun da nedeni bu: Şehveti tükete gelirken şefkati çoğaltabildiyseniz, “aşk” bitse de kopmuyorsunuz birbirinizden…
Öyle olmadığı zaman (ki çoğunlukla olmuyor) malûm klişe sığınağımız: “Evlilik, aşkı öldürüyor”.
Sonuçta 7’den 77’ye cinsellikle düşüp kalkan bir insanlık ortaya çıktı.
Ve seks insan türünde artık biyolojik değil, “patolojik” bir mesele haline geldi.
Modern toplum, hiç de Freud’ün düşündüğü gibi cinselliği bastırmakla falan uğraşmıyor. Tersine cinsellikle kafayı bozmuş durumda.
İster insani bozulma deyin, ister toplumsal çözülme... Memlekette hayatın nabzı tümüyle cinsellik üzerinden atar oldu!..
Ne düşündüğünüzün, söylediğinizin, yaptığınızın, yani ne olduğunuzun değil, nasıl göründüğünüzün önem kazandığı, başka hiçbir şeyin anlam ifade etmediği bir dünya, İmaj Çağı’nın dünyası...
İnsanlık tarihini bir yabancılaşma tarihi olarak okumak mümkün. İnsanın doğaya, insanın insana, insanın kendi emeğine, sonra bedenine ve nihayet benliğine yabancılaşması!..
Öyle bir memleket ki bir kadın olarak aynı şehirde açık kıyafet giysen de çarşafa girsen de ölüyor, öldürülüyorsun!
Dünya Kadınlar Günü’ne anlam veren, elbette ki çözülmez bir sorun olarak kadınların karşısında duran erkek iktidarı...