Civilization and Its Discontents
Sigmund FreudCivilization and Its Discontents Gönderileri
Civilization and Its Discontents kitaplarını, Civilization and Its Discontents sözleri ve alıntılarını, Civilization and Its Discontents yazarlarını, Civilization and Its Discontents yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
We will not forget that the present-man does not feel happy in his Godlike character.
Sayfa 45
Long ago he formed an ideal conception of omnipotence and omniscience which he embodied in his gods. To these gods he attributed everything that seemed unattainable to his wishes, or that was forbidden to him.
One may say, therefore, that these gods were cultural ideals. Today he has come very close to the attainment of this ideal, he has almost become a god himself. Man, as it were, has become a kind of prosthetic God.
Sayfa 44
Acıya karşı hiçbir zaman sevdiğimiz zamanki kadar korumasız olmayız ; Hiçbir zaman da sevdiğimiz şeyi veya sevgiyi kaybettiğimiz zaman ki kadar çaresizce mutsuz olmayız.
Unhappiness (Mutsuzluk)
Unhappiness is much less difficult to experience. Suffering threats us from three sides: from our own body, which being doomed to decay and dissolution, cannot dispense with pain and anxiety as warning signals; from the external world, which can unleash overwhelming, implacable, destructive forces against us; and finally from our relations with others. The suffering that arises from this last source perhaps causes us more pain than any other.
Mutsuz olmak çok daha kolaydır. Acılarımızın üç temel kaynağı vardır: çürümeye ve zevk almaya mahkum, tehlikeli durumlarda acıdan ve endişeden bağımsız olamayan kendi vücutlarımız; bizi hedef alan boğucu, bitmeyen, yıkıcı güçleri barındıran dış dünya ve son olarak diğer insanlarla olan ilişkilerimiz.. İlişkiler bize olasılıkla en çok acı verendir.
Sayfa 17 - Penguin BooksKitabı yarım bıraktı
Wer Wissenschaft und Kunst besitzt,
hat auch Religion;
Wer jene beiden nicht besitzt,
der habe Religion!
(Whoever possesses science and art also has religion; whoever possesses neither of these, let him have religion!)
Sayfa 14 - Penguin BooksKitabı yarım bıraktı
Birlikte işlenmiş suçun suç ortaklığı üzerinde, din suçluluk duygusu ve pişmanlık üzerinde, ahlak da kısmen böyle bir toplumun gereklilikleri, kısmen de suçluluk duygusundan ileri gelen tövbe duygusu üzerinde durmaktadır.
Sayfa 10Kitabı okuyor
İnsan ilişkilerinden kaynaklanabilecek ıstıraba karşı en kolay savunma, başkalarından uzak durmayı sağlayan gönüllü inzivadır.
içgüdülerin yadsınması başlangıçta dış otoriteden duyulan korkunun sonucudur; otoritenin sevgisini yitirmemek için tatminlerden vazgeçilir.
Sayfa 84Kitabı okudu
insan, bağımlı olduğu bir başkasının sevgisini yitirdiğinde kimi tehlikeler karşısındaki güvenliği de elden gider; özellikle de, kendisinden güçlü olan kişinin cezalandırma yoluyla üstünlüğünü kanıtlaması tehlikesine maruz kalır. yani başlangıçta kötü, karşılığı sevgi yitimi tehdidi olan şeydir; bu yitirme kaygısı nedeniyle kötülükten kaçınmak gerekir.
Sayfa 81Kitabı okudu
günümüz uygarlığının içinde bulunduğu duruma, mutluluk verici bir yaşam düzeni talebimizi yerine getirmekte ne denli yetersiz kaldığı, belki de önlenebilecek ne çok acıya izin verdiği
şeklinde haklı olarak karşı çıkıyorsak, yetersizliğinin köklerini acımasız bir eleştiri ile ortaya koymaya çabalıyorsak, bu yaptığımız uygarlık düşmanlığı değil, en doğal hakkımızı kullanmaktır.
Sayfa 72Kitabı okudu
uygarlık insanın mutluluk olanağının bir bölümünü bir parça güvenlik ile takas etmiştir.
Sayfa 72Kitabı okudu
Koşullar elverişli olduğunda, kendisini normalde ketleyen karşıt ruhsal güçler ortadan kalktığında, saldırganlık kendiliğinden ortaya çıkıverir; insanı, kendi türüne karşı merhamet nedir bilmeyen vahşi bir canavar olarak ortaya çıkarır.
Sayfa 69Kitabı okudu
sevgim, benim gözümde, sorumsuzca saçamayacağım değerli bir şeydir; uğrunda fedakârlıkta bulunmaya hazır olmam gereken görevler yükler bana. eğer birini seveceksem, bu kişi bunu bir şekilde hak etmelidir.
Sayfa 66Kitabı okudu
düzen; bir kez kurulduktan sonra insanın bir şeyi ne zaman, nerede, nasıl yapması gerektiğini belirleyen ve böylece benzer durumlarda tereddüt ve kararsızlığı engelleyen bir tür tekrarlama takıntısıdır.
Sayfa 52Kitabı okudu