Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmaktan söz edilince uzmanlar hemen ebeveynlere, "Siz okuyor musunuz?" diye sorar. Kızı zarafet ve nezaket sahibi, oğlu beyefendi olsun isteyen anne ve babalar bu konuda kendilerini ne kadar sorguluyor acaba?
Asıl görülmeyen, annenin kaygılarının, çocuğa geçiyor olduğu. Öğrendiği her yeni bilgiyi iç dünyasında kaygıya dönüştüren bir anne, ne söylerse söylesin, çocuklarına kaygılarını yansıtıyor. Bir bünyeye kaygı girince, sakin düşünmek zorlaşır.
O sebeple okunan, dinlenen, alınan her eğitim bizi; "kim haklı, kim haksız?" sonucundan çok, "çocuklarımın gözüne kaygılarım, korkularım, sözümü dinletme çabam girmeden yalın olarak nasıl yansırım?" sorusuna ulaştırmalı.
Fark etmenin, değişmenin ve güvenlik alanımız için yeni bir bilgiyi normalleştirmenin hemen gerçekleşmeyen bir süreç olduğu muhakkak.
"Neden karşımdaki değişmiyor?" "Onca uğraşa rağmen neden değişemiyorum?" diye düşünenler varsa, bunun alışılmış ve sonucu bilinen eylemlerimizden kaynaklandığını söylemeliyim.
Ancak özgür ruhlar değişime açıktır, değişimle gelen bedelleri göze alır, güzelliklerin tadını çıkarır.
Nasıl olsa çocuk, diyoruz. Önemsemez, umursamaz, bizi duymaz, verdiğimiz sözü hatırlamaz, söylediğimiz yalanı anlamaz, insan seçmez zannediyoruz.
Yargılarınızı bu varsayımlar üzerine bina ediyoruz. Dolayısıyla davranışlarımız da bu yargıyla şekilleniyor.
Bu sebeple çocuklarımıza rahatça "Eşek! Aptal! Tembel! Yaramaz! Terbiyesiz!..." diyebiliyoruz. "Bıktım artık senden!" diye bağırabiliyoruz. "Bir de bana sor neler çektiğimi..."diye başkalarına şikayet edebiliyoruz. "Doktora gidiyorum" diye yalan söyleyebiliyoruz. Onların onurları, kırılan kalpleri, her cümleye inanacakları sâfiyeti yokmuş gibi...
Hepimiz onurumuzu korumak için yaşarız. Etraftan gelen darbeleri hep o onura zarar gelmesin diye savuştururuz. Halbuki bize söylenmesini istemediğimiz o cümleleri çocuklarımıza söylerken, itiraz edecek olsalar, benliklerini daha da toparlanamaz hâle getirmekten çekinmiyoruz. Oysa onur dediğimiz şey herkese lazım. Çünkü mahremiyetimizi, utanma duygumuzu, itibarımızı, güvenimizi bu şekillendiriyor.