Çocuklar Anneleri Büyütür kitaplarını, Çocuklar Anneleri Büyütür sözleri ve alıntılarını, Çocuklar Anneleri Büyütür yazarlarını, Çocuklar Anneleri Büyütür yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Büyümek dediğin, alınganlıkları bırakmadan, suçlamak yerine hayatının sorumluluğunu almaktan, soru sormaktan, dinlemeyi bilmekten, geçmişi kendine ayak bağı değil, başkalarının yolunu kolaylaştırıcı bir hale dönüştürmekten geçiyor.
Büyümek dediğin bir çocuğun elini tutup, yavaş yavaş hayatı anlamaktan, onunla oyunlar oynamaktan, sevgini yürekten vermekten geçiyor." kitaptan ama ben kendime göre değiştirdim.
Büyümek, çocuğun karşına dikilip "ben senin annenim! " demekten değil, yanında yol almaktan geçiyor. Fikirlerine değer vermekten, onaylamaktan geçiyor.
Aslında bunları uygulamaya başladığımızda bizler de çocuklarımızla büyümüş oluyoruz. Onları komuta altında tutarak değil de saygı-sevgi çerçevesinde hoşgörü ile davrandığımızda büyümüş oluyoruz.
Kulak verin çocuklarınızın sessiz çığlıklarına...
İşte o zaman "ben oldum" demeye hakkınız var.
"Büyümek dediğin çocuklarla güzel. " kitaptan.
"Ama" içimizdeki en büyük egonun sesi sanki.. Doğduklarında "emanetçisi" olmayı kabul ettiğimiz çocuklarımızı "ama" larımız yüzünden “malımız" gibi görmeye başlıyoruz.
Kendi çocuğunu seven nefsini sever, başkasının çocuğunu seven Allah'ı..
İsmini söyler söylemez yanına gelmediği için çocuğuna kızan birine "Ezan okunurken hemen namaza duruyor musun?" diye sormuştum , cevabı "Hayır" oldu tabii. "Allah'ın davetinden daha mı kudretli sayıyoruz davetimizi?" sorusunu yöneltmiştim ona. Cevabı sessizlik oldu..
Sevgili Tuğba Hocam, samimiyetle, karşılıklı sohbet ediyormuş edası içinde kaleme aldığı eserinde anneliğimizi tedavi ediyor adeta.. Büyüklerimizden böyle gördük böyle olmalı dediğimiz bazı noktalarda ne kadarda kusurlu davranışlar sergilediğimizi gözler önüne seriyor.
Emanetçi olamama korkusuyla başlayan serüvenin emanetçilikten çıkıp "sahip olma" duygusuna nasıl evrildiğini görüyoruz satırlarında hatta satırlardan evvel gözümüzün önünden film şeridi gibi geçen ebeveynliğimizde..
Çocuklarımızı emanet saymamızı öğütleyen kulluk bilinci, o emaneti muhafaza etmek için, daha önceki şartlardan farklı bir şartı istiyor beraberinde. Bizse her şey aynı olsun, emanet bize ayak uydursun istiyoruz.
Aslında çocuğumuzla, çocukluğumuzu el ele tutuşturup yürümek gibi annelik. İçindeki çocuğun sesine, hissettiklerine kulak verdikçe, anlamaya çalıştıkça hakkını verebildiğin emanetçilik.