Cogito - Sayı 53 Gönderileri
Cogito - Sayı 53 kitaplarını, Cogito - Sayı 53 sözleri ve alıntılarını, Cogito - Sayı 53 yazarlarını, Cogito - Sayı 53 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklın başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır. Sapere aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster! sözü şimdi Aydınlanma'nın parolası olmaktadır.''
Kant’a göre fertler, öylesine hodbindirler ki, kendilerini öteki insanlara kıyasla daha değerli görürler.
Hayat karmaşıktır, fanatiğin ise karmaşıklığa tahammülü yoktur, basitlik peşindedir.
İnsan olanaklar varlığıdır. Yaşamın ona sunduğu olanaklar içinde yaşar.
İnsan anlamlarla yaşayan bir varlık. Anlamlar, doğumumuzdan başlayarak bize eğitimimiz yoluyla aşılanıyor, öğretiliyor, dayatılıyor. Anlam dünyamızı bir yanıyla, bir boyutuyla ele alan anlam çerçevemizde anlam "yaratan", oluşturan bir gücümüz var. Yaşantılarımızı yorumlayan, onlara anlam katan bir gücümüz: Anlam üretecimiz.
hayata benzemiyor mu?
“Futbol sürprizlere açıktır, top yuvarlaktır, kontrolü zordur... Oyun içinde her türlü sürpriz mümkündür... En zayıfın en güçlüyü yenmesi mümkündür.” Tanıl BORA
Ölmek için yaşamak gerekir.
Haksızlığa karşı mücadele etmek gerekir, huzuru bozma pahasına.
Eğer bir teori ya da teorisyen, savaşın felsefesini yapmadan barışın felsefesini yapıyorsa(1), nedenler ile değil sonuçlarla ilgileniyorsa(2) ve barışı tüm amaçlarının ve erdemlerinin önüne koyuyorsa(3), orada yapılan, barış savunuculuğu adı altında, salt barışçılıktır. Salt barışçının öncelikli gayesi, barış adına savaşı önleyerek, adalet için savaşanları da önlemektir. Eğer kimse kimseyle savaşmıyorsa, dünya olduğu gibi benimseniyor, tüm eşitsizlikleri ile birlikte ve son kertede onaylanıyor demektir.
Sayfa 189 - Armağan Öztürk • Kant, Adalet, BarışKitabı okudu
İlle de devrim!
Filozof, adaletsizlik olsa dahi bunun savaşçı yolla, devrimle mesela düzeltilmesini bir ihtimal olarak şiddetle reddeder. Dolayısıyla adaletsizliği düzelterek barışı ve barışı koruyarak özgürlüğü koruyan sol tez yerine, adaletsizliği yadsıyarak barışı koruyan sağ tezden yana tavır koyar. Sadece barışçıdır Kant.
Sayfa 186 - Armağan Öztürk • Kant, Adalet, BarışKitabı okudu
(1) Özgürlüğün devlete karşı korunması barış-adalet ikilisinin özdeş kullanımı ile ilgilidir. (2) Bir liberal için ya da liberal bir düzen için böylesi bir anlamlandırmadan sonra yapılabilecek iki şey vardır: ya adaletsizliği önler ve barışın bozulmasını engelleriz ya da adaletsizlikleri yok sayar, adaleti biçimselleştirir ve barışı önündeki özgürlükle birlikte sahte bir bağlamda koruruz.
Sayfa 185 - Armağan Öztürk • Kant, Adalet, BarışKitabı okudu
Sağ liberallere göre, ya adalet sorunu dünyanın adil olmadığını iddia edenlerin iddia ettikleri gibi bir tutum değişikliğine yol açacak düzeyde ağır değildir; ya da dönemsel olarak veya orada gerçekten liberal bir düzenin işletilmediğinden dolayı adalet sorun olmaktadır.
Sayfa 185 - Armağan Öztürk • Kant, Adalet, BarışKitabı okudu
Liberalizm sol bir ideolojidir çünkü adalet sağlanmazsa barış bozulur, barış bozulursa, özgürlükler aşınır. Dolayısıyla adaleti sağlamak ve adaletsizliklere karşı belli bir hassasiyeti göstermek gerekir. Özellikle 19. yüzyılda liberal partiler ve zümreler, işçi haklarına ve buna bağlı olarak alt katmanlardan gelen adalet taleplerine, olumlu bir ilgiyi muhafaza ederek yaklaşmışlardır. Toplumsal düzeni ilerletici birçok hamlenin yaşama geçirilişinde, muhafazakar siyasete karşı liberal siyasetin öncülüğü oldukça önemlidir. Hatta Batı siyasi tarihi açısından, devrimci eylemselliğin frenlenmesinde liberal siyasetin bu tutumu, bir anlamda solculuğu etkilidir. Bugün bile bazı önemli siyasal sistemlerde liberal kelimesi sol yerine kullanılır.
Sayfa 184 - Armağan Öztürk • Kant, Adalet, BarışKitabı okudu
Özgürlüklerden vazgeçmeyi güvenlik sorununa bağlayan tiranlık kurgusudur. Liberal siyasetin başlıca amacı, o gün bugündür, özgürlük ile güvenliğin birbirini dışlamadığı, aksine özgür insanlardan oluşmuş bir toplumda güvenliğin gerçekten garantide olduğu ve savaş-özgürlük ile barış-devlet özdeşliğinin gerçeği yansıtmadığını kanıtlamaya çalışmak olmuştur. Tiranlık savunusunda devlet barışı kurmak için kurulmuştur, özgürlük savunusuna göre ise, genel adaleti kurmak için. Bu şartlar altında barış liberaller için vazgeçilmezdir.
Sayfa 184 - Armağan Öztürk • Kant, Adalet, BarışKitabı okudu
Devrim karşıtlığınıza ...
Locke siyaset felsefesinde, özgür bireylerin haksızlıklara direnmesi, ama bu direnişi düzene karşı isyan boyutuna getirmemesini salık verir. Devrime dönük bir adalet çağrısı barışı bozar çünkü.
Sayfa 183 - Armağan Öztürk • Kant, Adalet, BarışKitabı okudu