Çok Gezenti Sözleri ve Alıntıları
Çok Gezenti sözleri ve alıntılarını, Çok Gezenti kitap alıntılarını, Çok Gezenti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu nedenle şunu unutmamak gerek: Bakmak bir saniye; görmek, hissettiklerimiz kadar sürer.
Seyahat denilen kavramın amacının gördüğüm ne varsa kendi benliğime katmak olduğunu ve iyi-kötü ne görürsem göreyim onlardan farklı bir ben yaratmak amacı taşıdığını kavradım.
Eiffel Kulesi'ne bakıyorum,inceliyorum ama peşinden hatırıma hemen "Paris'te bu lanet demir yığınını görmediğim tek yer onun altı"diyerek sürekli Eiffel'in altındaki kafeye gelip,yazan şair Maupassant geliyor.
Sayfa 9 - Hürriyet KitapKitabı okudu
Kadın, bütün oklarını, erkeği uyardığı bir işin gidişatında aksilik çıkması halinde hemen ona saplamak üzere hazır bekletir. Erkek ise, o işin gidişatının kendi istediği gibi devam etmesi için kulaklarını tüm felaketlere tıkar ve gece gündüz koruma kalkanıyla yaşar.
Sayfa 196 - Hürriyet KitapKitabı okudu
Bakmak bir saniye; görmek, hissettiklerimiz kadar sürer.
Sayfa 11 - Hürriyet KitapKitabı okudu
Duymak,o sesin süresi kadar;dinlemek , sen istediğin kadar sürer.
Sayfa 157 - Hürriyet KitapKitabı okudu
Aşkın için nelerden vazgeçebilirsin?
Ailenden?
Dostlarından?
Çevrenden,işinden?
Peki ya aldığın nefesten?
Sayfa 162 - Hürriyet KitapKitabı okudu
Duymak, o sesin süresi kadar; dinlemek, sen istediğin kadar sürer.
Sayfa 157
Başkent Ljubljana'da kişi başına düşen yeşil alan 2700 metrekareymiş. Üzücü olan şu ki, bu oran İstanbul'da sadece 8 metrekare...
Sayfa 202
Boyumuzu ve boynumuzu -bize alıştırıldığı gibi- hep önümüze bakmak için kullanmayalım. Çünkü hayat sadece önümüzdeki hedef değil, hedefe giden yolun her noktası, her köşesi, her milimetresidir.
Etrafımızda ki bu şehir, yaşadığımız ya da ziyaret ettiğimiz bu yer, hep var olan bu gökyüzünün altına belki 500 belki 1000 yıl önce kuruldu ama bakmadığımız gökyüzü sonsuz zaman önce oradaydı. Çevremizdeki en ‘gerçek’ şey o aslında. Bize gerçeği farkettirecek tek şey o….
Bakılmayı en çok o hak etmiyor mu?
Unutuyoruz. Sonradan iyi veya kötü hazırlanmış bu boyutumuzu, gerçek hayatımız sanıyoruz. Etrafımızdaki sembolleri kabulleniyoruz. Onlar şekillenmeye başladığında orada olsak, biz de aynılarını yapardık sanıyoruz.
Yanılıyoruz.
Gökyüzüne bakalım, toprağa bakalım, denize bakalım…
Düz baktığımız yerlere, binalara, manzaralara, çevremizdeki insanlara yine bakalım ama günlük hayatta bize yararı olacak kadar bakalım. Yaşadığımız hayatta bize ‘gerekecek’ kadar bakalım
Aklımız ise hep bir karış havada olsun