Yol açık yola çık... İnsan yolculuğu sever, yolun sonunu değil. Kitap sizi kahramanların gözünden yolculuk heyecanınızı sıcak tutmaktan öteye, onları en derininden hissettiriyor. Burası bir spoiler olacak, kahramanlarla derinden bağ kurduğunuzda sonunu hazırlatıyor yazar ve onları, birer birer eksiltiyor. Mario Levi'nin yolculuk temalı tasvirleri sizi diyar diyar gezdirip, tutkunuzu sıcak tutmaya kalmayıp, üzerinde hayaller kurdurup kendinizi yolculukta bulacaksınız. Toparlamakta hala zorlanıyorum kitap hakkındaki fikirlerimi, birazcık kişisel menkıbe arayaşındaki simyacı tadı, da buluyorum. Ama yolculuklar mekanlarla mı anlam kazanıyor yoksa, kazanılan perspektiflerle mi, yoksa bunları birbirinden ayıramaz mıyız ? Proust'un deyimiyle gerçek yolculuk : "yabancı toprakları ziyaret etmek değil, başka gözlere sahip olmak, evreni bir başkasının gözünden görmek". Oldukça sürükleyici, zaman zaman şiirsel anlatımlarla zenginleştirilmiş, bir çırpıda okunup bitirilebilen, çok akıcı bir kitap ve sayfaları sizi içine çekiyor. Yazarın dürüst anlatımına ayrı bir parantez açmak gerek, özellikle Marakeş ve Fas genelinde yaptığı iç tahliller... Hayatımızda Mario Levi gibi öğretmenler'in bize ilham vermesi dileğiyle....