En büyük devletleri temsil eden politikacı ve yöneticiler, gizli insan hakları ihlalcileri olarak kaldıkça, bu çarpık düzenin değişebileceğine inanmıyorum.
Çoğunluğu düşünmeyen, düşünmesini de bilmeyen insanların düşünce özgürlüğü, düşüncesini açıklama gereksinmesi de olmaz elbette. Olmayan şeyin nesini açıklayacak, niçin böyle bir gereksinme duyacak?
Şaşıyorum kendime; sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yazmışım, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi okumuşum, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmışım ve sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamışım...
Toplum bir kültür fideliğidir. Nasıl her ülkede uygun hava ve toprağı bulamayınca her bitki ve hayvan yetişemezse kimi ülkelerin kültür fideliği büyük yazarların yetişmelerine uygun olmayabilir.
‘Şunu da biliyoruz, ne denli güçlü olursa olsun, tarihte ölümsüz hiçbir tanrı yoktur. Aydınların görevi, tanrıların olabildiğince çabuk ölmelerini sağlamaktır.’
Yeni dünya düzeninin uygar insanları kendilerini özgür sanan kölelerdir. Yeni dünya düzeninin sözde özgür insanları kendilerini hanımefendi ve beyefendi sanan uşaklardır. Yeni dünya düzeninin kendilerini çağcıl sanan insanları yeni dünya düzeni denilen yeni emperyalizmin gönüllü esirleridir.
Çoğunluğu düşünmeyen , düşünmesini de bilmeyen insanların düşünce özgürlüğü ,düşüncesini açıklama gereksinmesi de olmaz elbette . Olmayan şeyin nesini açıklayacak,niçin böyle bir gereksinme duyacak?
Bu bir gülüttür.Gülütlerde anlatılanlar elbette gerçek değildir. Ama gerçeklerin anlatılmasında ve anlaşılmasında gülütler gerçekçi anlatımlardan çok daha gerçekçidir.
Çünkü bu dünyanın en değişken varlığı olan insan,hem içinden hem dışından yani insanın hem iç hem dış dünyası durmadan değişir. Bu iki değişmenin bilincinde olan insandan başka bir varlık yoktur.
‘Karmakarışık olduk. Öyle bir ortam ki yumuşacık, sessiz sedasız, çalışanları gık demeyecek, ses çıkarmayacak, koşullarına karşı gelmeyecek, üstüne üstlük bir de sömürene teşekkür edecek.’