Yüzü hep asıktı ve şakaklarındaki saçlar kırlaşmıştı. Eskiden hareketleri bir odun gibi ağırken şimdi bir taş gibi hareketsizleşmişti.
Kütük gibi bütün gün oturuyor, boş gözlerle pencereden bakıyordu ama yapması gereken bir iş olduğunda onu hırsla öfke nöbeti geçirir gibi yapıyordu.