Öncelikle kitabın isminin çok ilgi çekici olduğunu söyleyerek başlamalıyım ve tabi ki hikayedeki karakterlerin isimleride...
Kitabın ilk sayfalarında fiillerin zamanlarındaki kullanım farklılığı dikkatimi çekti.Geniş zaman kullanirken diger cümlede birden geçmis zaman kullanımı gibi.Hikayeyi genel hatlarıyla çok sevdim ancak bana hızlı hızlı geçişler olmuş gibi geldi.Bu güzel hikaye daha genişletilerek anlatılırsa daha mı güzel olurdu diye düşündüm.Gerçi yazarımız kısa anlatımla çok mesaj vermek istediğini uslubunun böyle olduğunu belurtmiş.Sanırım ben Rus Edebiyatının betimlemelerinin öykülemelerinin üzerine okuduğum için böyle düşünmüs olabilirim
Okuduğum kitaplarda genelde kendimi bir kaç karaktere yakın bulurum, Purut bana oldukça uzak geldi,Davutta kendimden birşeyler buldum diyebilirim.Fatma Nineye kızmış Karaboğluyu sevmiş olabilirim.Nesrini derseniz onu hiç anlayamadım sanırım ideali olmayan rüzgarda savrulan varliğının farkina varamamıs bir yaprak gibi...
Ve yazarın bir cümlesiyle bitiriyorum incelememi.Çünkü bu benzetmeye bayıldım.
"Çünkü insan,mutluluk gözyaşları döktüğünde,gülümseyen,çiçeklerin tomurcuklandığı bir bahara benziyor tıpkı..."
Benn Ceviz Hırsızlarını okumaya gidiyorummmm....Sevgilerr