"Yerinde deli olmayı bilmek büyük bir bilgeliktir."
Çocukluğumdan beri babamın kütüphanesinde gördüğüm bir kitaptı. Hep şöyle bir karıştırıyordum, elime alınca bu sefer tam okumak istedim. Enteresan bir kitap olduğunu söyleyebilirim. İçinde antik çağ tanrıları, felsefi terimler ve bolca hiciv mevcut.
Rotterdamlı Erasmus Ortaçağ'dan Rönesans dönemine geçişte yaşamış hümanizm savunucusu ünlü bir düşünür. Delilik kisvesiyle konuştuğu bu kitapta zamanının kodamanlarına (papazlar,krallar da dahil) şaka yollu öyle eleştiriler yağdırmış ki cesaretini takdire şayan buldum. Çocuklukta, yaşlılıkta, aşkta, evlilikte ve dostlukta, sanatta, bilimde deliliğin nasıl hakim olduğunu gözler önüne seriyor. Her ne kadar hiciv hakim olsa da gerçeklik payı olduğu muhakkak. Sonunda insan yerinde deliliğin asıl bilgelik olduğuna ikna oluyor:) Bilgelik iyi güzel ama karın doyurmuyor, asıl iş delilikte diyor sevgili Erasmus.
"Madem ki insanız, gerçek ihtiyatlılık yapimizin kaldırdığından daha fazla bilge olmamaktan ibarettir. Ya kalabalığın deliliklerine tatlılıkla katlanmalı, ya da kalabalıkla birlikte hatalar deryasina kendimizi kaptirmaliyiz. "Fakat, diyeceksiniz, böyle bir hareket deliliktir." Bunu kabul ederim; ama siz de hayat komedyasını oynamanın gerçekten bu olduğunu kabul edersiniz."