Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Demokrat Diktatör Atatürk

Paraşkev Paruşev

En Yeni Demokrat Diktatör Atatürk Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Demokrat Diktatör Atatürk sözleri ve alıntılarını, en yeni Demokrat Diktatör Atatürk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal’in gelişinden birkaç ay önce, Ankara ile İstanbul arasında bir çatışma olur. Bunun nedeni de adil olmayan davranışlarıyla halka bıkkınlık veren validir. Bu durumda şehrin ileri gelenleri kişisel olarak padişaha başvurmak kararı verir ve postaneye giderek telgraf çekmek isterler. Telgraflarında: "Ankaralılar çok önemli bir konuda efendimiz ile görüşmek istemektedirler." derler. Telgrafa biraz sonra Sadrazam Damat Ferit Paşa cevap verir: "Halk, efendimiz hazretleri ile doğrudan doğruya görüşemez, isteklerinizi kendilerine iletmek üzere bana bildiriniz. Ankaralılar isteklerinde diretirler: "Sultanın kendisi ile görüşmek istiyoruz." "Olamaz. Halkın doğrudan doğruya sultan ile görüşmeye hakkı yoktur." Bu durum, Ankaralıları kırmıştır. Kurulun en yaşlı üyesi sinirlilik içinde aşağıdaki cevabı verir: "Değil mi ki öyledir Ankaralılar ne senin gibi sadrazamı ne de kendileriyle konuşmayan padişahı tanıyorlar."
Sayfa 108 - Etkin YayıneviKitabı okudu
Çanakkale zaferinden sonra Enver'in yakınları arasında, onun Mustafa Kemal’in ününü gölgelemek için her şeyi yapmakta olduğu açıkça söylenir olmuştur. Bir kez Talat ile Dr. Kâzım bu konuyu konuşurlarken birdenbire içeriye Enver girer, ikisi de birden susarlar. Enver, onlara kuşkuyla: "Benim ardımdan konuşuyordunuz, değil mi?" diye sorar: “Söyleyin bakayım, neler konuşuyordunuz?" Talat: "Mustafa Kemal'i neden terfi ettirmediğin konusundaki düşüncelerimizi söylüyorduk." diye karşılık verir. Enver, iğnelenmiş gibi cebinden bir kâğıt çıkararak onlara sallar: "İşte generalliğe yükseltme buyruğu." Ama az sonra da onu sürdürecektir. Enver bu buyruğu gösterdikten sonra kendini tutamayarak şöyle der: “Ama bilin ki onu generalliğe yükselttiğimizde mareşal olmak isteyecek, mareşal olunca da yetinmeyip sultanlığı isteyecektir.”
Sayfa 76 - Etkin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Kötü bir ortak noktamız var
Arkadaşları, hep asık yüzündeki sessiz gerginliğe ve anlaşılmaz yabansı tutumuna şaşmaktadırlar. Sabahları nöbetçi subay onu zor uyandırmaktadır. Ona kaygıyla sormaktadırlar: "Sabahları niçin uyanamıyorsun? Nen var senin?" Mustafa Kemal bu sorulardan kurtulmak için çok kez aceleyle: "Uyanamıyorum işte!" diye karşılık vermektedir. Kimi kez sorularda direnildikçe açıklamalar yapmak zorunda kalmaktadır: "Arkadaşlar!" der. "Ben sizler gibi yatar yatmaz uyuyamıyorum. Tan atana değin gözümü kırpmıyorum."
Sayfa 28 - Etkin YayıneviKitabı okudu
❞Atatürk, her zaman gençti; bunun için davasını inançla, gençliğe bırakmıştır.❞
Sayfa 316 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
❞Mustafa Kemal, kendi gerçeğinin çocuğudur. Onun gücü, bir yıkıntının üzerinde yükselebilmesidir. Osmanlılığın bulanık camından dışarıya bakmayı bilmiş, batan imparatorluğun kişisi olarak, ittihatçıların düşüne kendini kaptırmadan, cumhuriyetin güçlü kurtarıcı çizgilerini yakalayabilmiştir.❞
Sayfa 315 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
❞Mustafa Kemal´in hayatı, titreşen bir düş gibi geçmiştir. O, karanlık Osmanlı İmparatorluğu göğünde bir göktaşı gibi parlamış, tutuculuğu parçalayıp kendi ateşi ile yanarak yeni bir başlangıca hayat vermiştir.❞
Sayfa 314 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sırp Kralı Aleksandr, Atatürk´e şunları söylemiştir: "Eğer Avrupa ülkelerinin sözlerine kansaydık Anadolu´ya, Yunan askerleri yerine Sırp ordusu çıkacaktı." Atatürk´ün karşılığı çok anlamlıdır: "Kurtulmuşsunuz ekselans. Çünkü o zaman Yunan ordusu yerine, Sırp ordusunu denize dökecektik."
Sayfa 302 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
❞Atatürk, Hitler hakkında alaylı sözler söylemekte, onun için "seyyar tenekeci" deyimini kullanmaktadır. Onun "Mein Kampff"ını okuyunca da arkadaşlarına, "Bu delice düşüncelerin" midesini bulandırdığını söylemiştir.❞
Sayfa 299 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
❞Arkadaşları ona ATATÜRK (Türklüğün Babası) adını verir ve bu böylece kabul edilir.❞
Sayfa 297 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal, kişisel parası olarak bankaya yatırılan ve yalnız 43 lira olan asker emekli aylığını almıştır. Hasan Rıza Soyak, onun kişisel serveti konusunda sık sık şu sözü söylediğini açıklamaktadır: "Bak bu paralara. (Emekli aylığından söz etmektedir.) Benim gerçek gelirim bu. Eğer bir gün her şeyi yitirirsem onlarla geçineceğim."
Sayfa 279 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İzmir´de Atatürk gazetecilere konuşurken: "Ben basit bir adamım. Benim ilk koşulum, düşüncelerimin, ulusun istekleri olduğuna inanmamdır. Buna kesin olarak inanınca da, kendime bunu gerçekleştirmek görevini veririm."
Sayfa 275 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
Atatürk´e Suikast
❞Düne kadar Mustafa Kemal´in düşünce arkadaşları olanların suikasta katılacakları düşünülebilir mi? Karabekir, Ali Fuat ve ötekiler böyle bir tertibi duymuşlar; ama önem vermemişlerdir. Bu durumda Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası´nın kurucuları olan bu kişiler suikastçıların gizleyicisi durumuna düşmektedir.❞
Sayfa 269 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
❞İmparatorluk devrinde kadının, kocasıyla birlikte aynı arabada gezmeye çıkmaya bile hakkı yoktu. Gemilerde, şehirlerarası ulaştırma araçlarında, sinemalarda, pastanelerde onların yeri perdeyle ayrılıyordu. Tiyatrolarda kadın rolleri erkeklerce oynanıyordu. Kadın tutsaktı, Mustafa Kemal ise onu bu tutsaklıktan kurtarmak istemekteydi.❞
Sayfa 267 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
❞Osmanlı İmparatorluğunda erkek, kadına gerekli bir eşya gibi bakmıştır. Kadının sevgisi bağlılık ve baş eğme gibi zorunlu sayılmış, erkeğinki ise alçakgönüllülük ve sadaka olarak kabul edilmiştir. Kadın, erkeğinin istediği gibi davranan bir eşyadan başka bir şey değildi.❞
Sayfa 267 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
❞Köylüler yollarının bulunmayışından, topraklarının az ve verimsiz oluşundan, sürekli savaşlar yüzünden toprağı işleyecek hayvanlarının kalmayışından, ticaretin iyi gitmeyişinden, yerli dokuma atölyelerinin çalışmayışından yakınıyorlardı. Mustafa Kemal´in alnından ter boşanıyordu. Türk ulusunun Avrupa uygarlığına ulaşması için işe sıfırdan başlaması gerekmekteydi. İşte imparatorluğun mirası buydu.❞
Sayfa 263 - Etkin YayınlarıKitabı okudu
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.