Okurken de, okuduktan sonra da etkisinden uzun süre kurtulamayacağımı bildiğim bir kitap oldu. Karakterlerde kendimden bir şey bulduğumdan mıdır yoksa Turgenyev’in betimlemeleri, karakterlerin iç dünyalarını çok iyi tasvir etmesi mi bu kadar etkiledi bilmiyorum.
Romanımız, Kırım Savaşı arifesinde Rusya’nın gebe olduğu değişimleri, gençlerin nelerle ilgilendiği, yaşlı kesimle aralarındaki farkları, kuşak çatışmasını; Dört başkahramanımızdan biri olan Yelena ve ona aşık olan Bersenev, Şubin ve İnsarov etrafında işliyor.
Okurken neredeyse bunalıma girecektim fakat merakımdan ve akıcılığından bırakamadım kitabı elimden. Fırsatım olsa eminim daha çabuk bitirirdim.
Bir yandan tarihle de haşır neşir oluyorsunuz okurken. Bulgar olan İnsarov’un ağzından Bulgaristan’da ve Balkanlar’daki gelişmeleri okuyorsunuz. Sonrasında tüm bunlar, 50 yıl sonra Balkan Savaşı’na zemin oluşturacak.
Okuması keyifli bir kitaptı, zaten Turgenyev’i de çok severim. Beni yine hayal kırıklığına uğratmadı.