18 Ağustos 1994 öldürüldüğü söylenen yılmaz uzun kim bilgisi olan var mı?
Ben internette biraz bakındim ama bulamadım.
Yazarsanız sevinirim. Teşekkür ederim şimdiden
Dengbêj Biro’nun sesine kulak verip okudum bu kitabı. Dönemin Cizresine, Mezopotamya’ya Kürt ülkesine ayna tutuyor. Kürtlerin, Ermenilerin, Êzidilerin, Keldanilerin ve diğer pek çok kültürün nasıl bir mozaik oluşturduklarını sonra bu mozaiğin kirli ellerle nasıl yok edildiğini, Kürtlerin parçalanmışlığını, ezelden beri birbirlerine olan düşmanlıklarını çarpıcı bir şekilde işlemiş Mehmet Uzun.
Eser için olumsuz diyebileceğim noktalar sanırım gereksiz yere yapılan uzun uzun betimlemeler ve fazlaca yer verilen cinsel ifadeler. Yer yer sıkmadı değil ama kesinlikle okunmalı..
Siz istediniz , ben de anlatacağım . Kandili yakın ve unutulmuşların sesine kulak verin öyleyse .
Eğer anlatacaklarım sizi korkutmaz da beni sonuna kadar dinlerseniz, her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki , şimdi dinleyecekleriniz , unutulmuşların anlatısıdır.Şimdi duyacağınız ses , zamanında unutulmuş insanların sesi , kendisi de unutulmuş bir insanın sesidir.Unutmayın unutulmuş.
Unutulmuşların kimler olduğunu merak mı ettiniz ? Kitabı alın okuyun ...
Mehmed Uzun’u ilk kez okudum.Okurken önüme bir harita açıp,sözünü ettiği, Bıro’nun kendi köklerini ararken gittiği yerleri haritada izledim. Bıro Medrese Sor’da eğitim almış, kitaplara düşkün bir çocuk ama yine de o “seslerin peşinde” Dengbej olma yolundadır.Seslerin peşindeyken belirli bir sıra da izlemiyor. Ormanın, ağacın,Dicle Nehrinin sesi... Sanki karşı tarih okur gibi de okudum. Güzeldi.
Biro küçük yaşlarda iken bir katliam sırasında ailesini yitirmiş kendi de yüzünden yara alarak bir gözünü kaybetmiş öksüz yetim bir çocuktur. Dicle'nin suladığı topraklarda 1000 yıldır tekrarlanan kardeş kavgaları Biro'nun içinde sessiz yakarışa dönüşmüştür. Söz ustası olma aşkı ile eğitim almış, farklı kültürlerin kalemleriyle tanışmış okumuştur. Dicle için şiirler yazıp türküler söylemiştir. Mezopotamya topraklarında bitmek bilmeyen anlamsız çatışmalar nedeniyle yitip gitmişlerin, unutulmuşların sesi olmuştur.
Roman Dicle'nin kıyısında yaşayan Mir Bedirhan'ın 16 yaşında tahta çıkışından ölümüne kadar geçen zamanı konu alıyor.Bıro'nun gözlemleriyle şahitliğiyle anlatılan eser unutulmuşları bizlere hatırlatıyor.Bıro sözcüklerin sesinin peşine düşmüştür.Ona göre asıl önemli olan sessizliğin sesidir.Ve her anlatışında "Kandili yakın ve unutulmuşların sesine kulak verin."diye bize sesleniyor.Hangi cümleyi okusam Mehmet Uzun bana o cümlenin sesini verdi.Üslubu yalın ve akıcıydı okurken zorlamadı beni.
"Dicle'nin Sesi" 2 ciltlik bir seri roman. 19. yüzyılın ilk yarısında Botan (Cizre) Mirliği'nin ünlü yöneticisi, son güçlü ve özerk Kürt beyi Mir Bedirhan'ın faaliyetlerini, onun yanında yetişen Ezidi bir ozanın gözünden anlatan lirik, epik ve tarihi bir eser.
Ezidilerin inancı, dünyaya bakışı, kültürüyle ilgili birçok araştırma kitabını okuyarak dahi anlayamayacağınız bazı özellikleri sindirmenize yardımcı olduğu gibi bölge insanının geleneklerini, çelişkilerini, heyecanlarını, öfkelerini aktaran, merak edenler tarafından büyük zevkle okunacak bir kitap.