Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dil ve Mit

Ernst Cassirer

Dil ve Mit Gönderileri

Dil ve Mit kitaplarını, Dil ve Mit sözleri ve alıntılarını, Dil ve Mit yazarlarını, Dil ve Mit yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jean Paul bir yerde şöyle der: "Bana öyle geliyor ki, o muğlak parlaklığı dil vasıtasıyla yıldız kümelerine bölmek suretiyle 'bütünü' bilinci için parçalarına ayırmış olmasaydı insan da tıpkı hayvanların dünyada dalgalı ve karanlık bir denizdeymişçesine sürüklenmeleri gibi, dışsal algıların yıldızlı genişliğinde kaybolacaktı."
Kavrayışı mitsel-dinsel tutumun büyüsü altında olan bir kimse için bütün dünya basitçe ortadan kalkmış gibidir; dinsel ilgisine hükmeden dolayımsız içerik, her ne olursa olsun, öyle bütüncül bir biçimde bilincini doldurur ki başka hiçbir şey onun yanında ve ondan ayrı olarak var olamaz. Ego tüm enerjisini bu tek nesne üzerinde harcamaktadır, onda yaşar, kendisini onda kaybeder.
Reklam
meğer ki...
"Tin, dile ait sözcükte ya da mitsel imgede her ikisinin de denetimine girmeden yaşar. Şiirin ifade ettiği şey ne tanrıların ve daimonların mitsel söz-resmidir, ne de soyut tanımlamaların ve ilişkilerin mantıksal hakikati. Şiirin dünyası, yanılsama ve fantezi dünyası olarak her ikisinden de ayrı durur; ama öte yandan saf his alanı sadece bu yanılsama kipi içerisinde ifadesini bulabilir, tam ve somut edimselleşmesine de ancak bununla erişebilir. Bir zamanlar insan zihninin karşısında katı gerçekçi güçler olarak çıkmış söz ve mitsel imge şimdi tüm gerçekliklerini ve etkilerini çıkarıp atmıştır, tinin, içerisinde engel ya da engelleme ile karşılaşmadan yürüyebileceği hafif, parlak bir 'aether' haline gelmişlerdir. Bu özgürleşme, zihin, sözün ve imgenin duyusal biçimlerini bir yana attığı için değil, her ikisini de kendi organları olarak kullandığı için elde edilir; bu sayede zihin onların gerçekte oldukları şeyi idrak eder: meğer onlar zihnin kendi tezahürünün biçimlerinden başka bir şey değilmişler."
Sayfa 115 - Mecazın Gücü (aether: maddenin, beş duyu ile algılanamayan hali)Kitabı okudu
"... mit ile dilin, düşüncenin evriminde; anlık deneyimlerden kalıcı kavramlaştırmalara, duyu izlenimlerinden tarif etmeye geçiş evriminde benzer roller oynadıkları ve her birinin işlevlerinin birbirlerini koşullandırdığı apaçıktır. Zihinsel yaratımımızın, kozmosa dair birlenmiş görüşümüzün doğduğu büyük sentez için toprağı ikisi birlikte ve birleşim halinde hazırlarlar."
s. 53 / Dil ve KavramlaştırmaKitabı okudu
"... kuramsal bilginin bütün kavramları mantığın daha alt tabakası üzerine kurulu olan, yani dilin mantığı üzerine kurulu olan daha üst tabakasını oluştururlar yalnızca. Fenomenleri kavramaya ve anlamaya yönelik entelektüel işin başlayabilmesinden önce, adlandırma işi onu öncelemiş ve belli bir işlenmişlik noktasına erişmiş olmalıdır. Çünkü hayvanların da sahip olduğu duyu izlenimleri dünyasını zihinsel bir dünyaya, bir idealar ve anlamlar dünyasına çeviren bu süreçtir. Tüm kuramsal kavrayış, dilin önceden oluşturduğu bir dünyadan yola çıkar; bilim insanı, tarihçi, hattâ filozof, ancak dilin kendisine sunduğu halleriyle nesnelerine razı olmak durumundadır."
s. 37, 38 / Dil ve KavramlaştırmaKitabı okudu
"Dilsel kavramların birincil işlevinin, deneyimlerin karşılaştırılarak belli ortak özniteliklerin seçiminden değil, fakat deneyimlerin yoğunlaştırılmasından, deyim yerindeyse, bir noktaya dek damıtılmasından oluştuğu açıktır. Ancak bu yoğunlaştırmanın tarzı her zaman öznenin ilgisinin yönüne bağlıdır ve deneyimin görüldüğü ereksel bakış açısı tarafından belirlendiği kadar deneyimin içeriği tarafından belirlendiği pek söylenemez. Arzulamamıza ve istememize, umudumuza ve kaygımıza, eylememize ve yapmamıza önemli görünen her ne varsa: o ve yalnızca o, sözel "anlam"la damgalanır."
Sayfa 47 - Dil ve KavramlaştırmaKitabı okudu
Reklam
"...modern dil bilimi, dilin "kökenini" aydınlatmaya dönük çabalarında sık sık, Hamann'ın, şiirin "insanlığın anadili" olduğunu ifade eden yargısına geri dönüp durur. Bu bilimin uzmanları, konuşmanın köklerinin yaşamın yavan, mensur vechesinde değil şiirsel vechesinde yattığını, öyle ki konuşmanın nihai temelinin, şeylerin nesnel görünüşüyle ve belli özniteliklere göre sınıflandırılmasıyla meşgul olmada değil, öznel hissin ilkel gücünde aranması gerektiğini vurgulamışlardı. ... Tanrının imgesinin icra ettiği işlevin aynısı, kalıcı varoluşa yönelik aynı eğilim, dilin telaffuz edilmiş seslerine de atfedilebilir. Sözcük, tıpkı bir tanrı ya da daimon gibi, insanın karşısına kendisine ait bir yaratım olarak değil, kendinde ve kendi sayesinde var olan nesnel bir gerçeklik olarak çıkar. Kıvılcım atlar atlamaz, ânın gerilimi ve duygusu sözcükte ya da mitsel imgede boşalır boşalmaz insan zihniyetinde bir tür dönüm noktası vuku bulmuş olur; sırf öznel bir durum olan içsel heyecan kaybolmuş ve mitin ya da konuşmanın nesnel biçimine çözünmüştür; artık sürekli-ilerleyen bir nesnelleştirme başlayabilir."
s. 44, 45 / Dil ve KavramlaştırmaKitabı okudu
"Kavrayışı mitsel / dinsel tutumun büyüsü altında olan bir kimse için bütün dünya basitçe ortadan kalkmış gibidir; dinsel ilgisine hükmeden dolayımsız içerik, her ne olursa olsun, öyle bütüncül bir biçimde bilincini doldurur ki başka hiç bir şey onun yanında ve ondan ayrı olarak var olamaz. Ego, tüm enerjisini bu tek nesne üzerinde
s. 42, 43 / Dil ve KavramlaştırmaKitabı okudu
İnsanın bir topluluk içindeki varoluşunu mümkün kılan dildir; ancak toplum içerisinde, bir "Sen" ile ilişki içinde, insanın öznelliği kendisini bir "Ben" olarak ileri sürebilir.
Sayfa 73 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Her kim bir bütünün herhangi bir parçasını hakimiyeti altına aldıysa, bununla büyüsel anlamda o bütünün kendisi üzerinde iktidar elde etmiş olur.
Sayfa 107 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Doğa, şeylerin genel yasalarca belirlenen varoluşundan ibarettir.
Sayfa 36 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Mitoloji kaçınılmazdır, doğaldır, dilin doğal bir gerekliliğidir.
Sayfa 11 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
"Her belirleme/tanımlama olumsuzlamadır."
Sayfa 87 - Pinhan Yayıncılık - "omnis determinatio est negatio."Kitabı okudu
"Dini duygu için bir tanrının gücü unvanlarının bollu­ğunda ifadesini bulur; çok-adlılık daha yüce olan, kişi­sel bir makama sahip bir tanrı için önkoşuldur."
Sayfa 86 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Tüm mitsel kozmogoni­lerde, ne kadar geçmişe gidilirse gidilsin, Sözün bu üs­tün konumuna rastlanır. Preuss'un, Uitoto yerlilerinden derlediği metinler arasında Yuhanna İncilinin açılış bö­lümüyle doğrudan bir koşutluk arz ettiğini ileri sürdü­ğü, çevirisine bakılırsa eğer onunla kesinlikle kusursuz­ca uyuşan bir metin vardır: "Başlangıçta", demektedir ilgili metin, "Söz, Babayı yarattı."
Sayfa 56 - Pinhan Yayıncılık - Preuss, Religion und Mythologie der UitotoKitabı okudu
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.