Kemalist Devrim 2

Din ve Allah

Doğu Perinçek

Din ve Allah Gönderileri

Din ve Allah kitaplarını, Din ve Allah sözleri ve alıntılarını, Din ve Allah yazarlarını, Din ve Allah yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk, bireysel hak ve özgürlüklerinin doğuşuna zemin oluşturan toplumsal-ekonomik sürece pek değinmez, daha çok düşünce süreçlerine vurgu yapar. Allah'ın, dolayısıyla hükümdar ve efendilerin hâkimiyetinin sınırsız olduğu inancının geçerli olduğu bir toplumda, birey için herhangi bir özgürlük ve hak alanı kalmamaktadır. Atatürk'e göre, “doğanın çocuğu olan insan”, “doğanın her şeyden büyük ve her şeyden olduğunu anlayınca, kendisinin büyüklüğünü ve onurunu da anlamaya başlar.” Böylece Atatürk, bireysel özgürlük düşüncesine ulaşmayı, doğaüstü bir varlığın bulunmadığının anlaşılmasını anlaşılmasına anlaşılmasına bağlar. Burada açıkça “Allah'ın büyüklüğü” ile doğanın ve onun bir parçası olan “insanın büyüklüğü” tartışması yapılmaktadır. İnsan özgürlüğü ve onuru, insanın büyüklüğünün kabulüne bağlanmaktadır. Özgürlük isteyen insan, Allah kavramıyla karşı karşıya gelmektedir.
Sayfa 47 - Kaynak Yayınları, 5. BasımKitabı yarım bıraktı
Atatürk'e göre, insan “doğanın yaratığıdır,... ilk önce, doğa içinde, doğanın kanunlarına, koşullarına, nedenlerine, etkenlerine bağlıdır. Özgürlük, öncelikle doğa ile insan arasındaki ilişkide kendini gösterir. İlkel insan topluluklarındaki doğa korkusu, arkasından “ata korkusu ve nihayet, büyük kabile ve kavimlerde, ata korkusu yerine geçen Allah korkusu, insanların kafalarında ve hareketlerinde hesapsız yasaklar yaratmıştır. O kadar ki, kişisel düşünce ve hareket serbestisi gibi bir hak kavramı bilinmemiştir. Cemaatların başına geçebilen adamlar, cemaati Allah namına idare ederlerdi.”
Sayfa 45 - Kaynak Yayınları, 5. BasımKitabı yarım bıraktı
Reklam
Kemalist Devrim tarih olduğu zaman, artık o tarihi yazacak devrimci bir Kemalist kalmamıştı. Kemalizmin tarihini bu yüzden Jakobenler değil, tutuculuğun şampiyonu olan resmî Atatürkçüler yazdı. Ve elbette kendi konumlarına göre yazdılar. Onlar, Mustafa Kemal'in Rousseau'daki, Holbach'taki, Meslier'deki, Diderot'taki, Freuerbach'taki vb. esin kaynaklarını ortaya çıkarmak yerine, Avrupa'nın artık gericileşmiş emperyalist burjuvazisiyile ideolojik bağlar ördüler. Kemalist Devrim'in Avrupa burjuvazisinin devrimci yükseliş dönemindeki felsefî köklerinin üzerini örterek, gericileşen Batı ile bütünleştiler.
Sayfa 27 - Kaynak Yayınları, 5. BasımKitabı yarım bıraktı
Cumhuriyet yönetimi, 1924'ten sonraki ideolojik açıklamalarında tutarlıdır. Bu dönemde daha önce dinsel ideolojiye verilen ödünlerin hiçbirine rastlanmaz. Böylece Kemalist Devrim, Büyük Fransız Devrimi'nin temsil ettiği evrensel ideolojik yatağına girmiş, kendi kişiliğini bulmuştur.
Sayfa 19 - Kaynak Yayınları, 5. BasımKitabı yarım bıraktı
Kemalizm, öncelikle bir siyasal akımdır; devrimci bir harekettir. Atatürk de bir filozof değil, bir siyasal eylemin önderidir; bir devrimin mimarıdır. Bu nedenle kültürel tavrını ve felsefesini, bir filozof gibi değil, fakat devrimin eylem planına göre toplumun gündemine getirmiştir. Bu tutumun doğruluğunu yanlışlığını tartışmıyoruz, ancak olgu budur.
Sayfa 18 - Kaynak Yayınları, 5. BasımKitabı yarım bıraktı
448 syf.
·
Puan vermedi
Böyle sahih kaynaklar, iktibaslar gördükçe Mazlum Padişahın şu sözü gelir aklıma; Elbet bir gün hak kuvvete üstün gelecek ve millet-i necîbemiz hakikatleri öğrenecektir. -Sultan Vahideddin Han Tabi birde okunan eseri de okuma şuuru ve mütaalâ sureti vardır, ne açıdan okuyosun, roman okur gibi işine gelerek mi? yoksa kaynak okur gibi objektif mi?
Din ve Allah
Din ve AllahDoğu Perinçek · Kaynak Yayınları · 201450 okunma
Reklam
182 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.