Can Dündar, Mustafa filmini yaptığı sırada verdiği röportajda Atatürk konusunda gizlenen belgelerden bahsetmişti ve devamında da bu belgelere ulaşma konusunda da Doğu Perinçek'in hakkını teslim etmek gerekir demişti. Bahsettiği kitaplardan biri bu olmalı. Tonlarca belge var kitapta, çoğu el yazması. Okudukça görüyorsunuz ki adam dinsiz yani çok net ve bu özel hayata ilişkin bir şey değil. Adam bunun kitabını yazmış, paylaşmış fakat sonrasında çevresindeki fareler bunları sansürlemiş. Halbuki Atatürk'ün adı anılacaksa en başta feodaliteye karşı verdiği burjuva devrim mücadelesiyle anılacak. Feodalitenin kendini dayandırdığı en büyük güç de din. Bu ortaçağ kurumuna kalbinden bir saldırı bence her türlü savaş zaferinden değerli. Atatürk'ü salt bir savaş kahramanına, bir gaziye indirgemek adama haksızlık ve bunu kendisini sevdiğini iddia eden insanlar yapıyor. İşte sevgi anlayışları bu. Kendince deforme edip, ehlileştirip güya, sonra da o yarattıkları şeye tapmak! Buna sevgi denebilir mi? Benim bunu anlayabilmem mümkün değil. Benim sevgi anlayışım olduğu gibi kabul etmek üzerine kurulu. Kendin gibi sıradanlaştırdıktan sonra ne anlamı kaldı?
Bugün yaşadığımız çağda geçmişte yaratılmış hurafeler bu denli yaşamımızı etkiliyor ve onu boğucu hale getiriyorsa, bu kitapta işaret ettiği gibi kendi devrimini satanların bunda payı oldukça fazla. İşte burjuvaziye bir kin daha.