Hasan Karademir

- ABDÜLHAMİD HAN
Ulu Hakan 2. ABDÜLHAMÎD HAN Hazretleri… Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin, “Velî tabiatli Padişah” dediği, 34. Osmanlı Hükümdarı. Efendi Hazreteri’nin çağdaşı. Üstadım, ondan aldığı telkini, sonradan tahkikle doğrulamış, hakkında Büyük Doğu İdeolocyası’nın tarih tezini gösteren müstakil bir eserini ortaya koymuştur: “Ulu Hakan - İkinci Abdülhamîd Han”… Üstadım’ın ifâdesinden anlaşılan, doğan yeni bir dünyanın eşiğinde o dünyaya –Batı’ya– ayak uydurma adına bütün sahte oluşları sezen, bunun yanında olması gerekenleri şartlar elverdiğince yapmaya gayret eden bir siyaset dehâsıydı. Bizim tarihimizin, “onu anlamak, oluşlarımızı ve olamayışlarımızı anlamaktır” hükmündeki bir remz şahsiyetidir. İdeal bir devlet adamında aranan ne varsa. *
Temmuz 2012, “ABDÜLHAMİD HAN”, TARİH, İbda Yay.·Kitabı okuyor
Reklam
- KÜLTÜR DAVAMIZ VE ABDÜLHAMİD HAN...
KÜLTÜR DAVAMIZ: 1583. Es’abi: Gayet güzel ve beyaz göz: 583. Fesc: Her nesnenin boşu. (Yevmiye: Bomboş bir devirdeyiz… Bir de Abdülhamîd Han devrini düşün… Bir suçu vardı, neydi bilir misin?.. —“Merhamet!”… Hükmün tamam… NOT: Birbirine zıd iki mânâya gelebilen kelime yanında, söze de misâl bir yevmiyedir.): 583. İftiraz: FARZ kılma, vacib olma. (Farz: Bir kimseyi bir vazifeye tâyin etmek. Bir kimsenin kendine âit iken başkasına hibe ettiği şey. Takdir veya beyan eylemek. Bir şeyi DELMEK veya DELİK AÇMAK… Yuvarlak delik, sıfır, şifre: ABDÜLHAKÎM KOLTUĞU’nu hatırlayınız.): 583. Mehdî Muhammed Salih Mirzabeyoğlu: 1582= 583. İktifa: Ardından gitme, takib. (Üstadım’ın, 10 Haziran 1979’da, Ortadoğu Gazetesi’nde çıkan MÜJDELERİN MÜJDESİ başlıklı makalesinin sonunda: Onlar benim ardımdan gelmeyecek, ben onların arkasından koşacağım!): 583.
Temmuz 2012, “ABDÜLHAMİD HAN”, TAKRİZ - MEDHİ YORUMDA, İbda Yay.·Kitabı okuyor
- KÜLTÜR DAVAMIZ (II)
KÜLTÜR DAVAMIZ: 1583= 584. Mütekaddim: Takdim olunan, sunulan: 584. Direfş: Alem, bayrak, sancak: 584. *
Temmuz 2012, “ABDÜLHAMİD HAN”, TAKRİZ - MEDHİ YORUMDA, İbda Yay.·Kitabı okuyor
- KÜLTÜR DAVAMIZ...
KÜLTÜR DAVAMIZ: 800. Terakkuk: Merhamete gelen. (Kültür Davamız’ı Üstadım’ın bir ziyarette bana, “zaman içimizde akıyor!” demesi ve sonra doğrudan beni kastetmedi ise de, “bu dilden anlayan yok!” diyerek me’yus bir hâl göstermesi üzerine, “ben hariç” diyen iç çığlığımın ifâdesi bir vesile ile yazdım.): 800.
Temmuz 2012, “ABDÜLHAMİD HAN”, TAKRİZ - MEDHİ YORUMDA, İbda Yay.·Kitabı okuyor
KÜLTÜR DAVAMIZ: 800. Terakkuk: Merhamete gelen. (Kültür Davamız’ı Üstadım’ın bir ziyarette bana, “zaman içimizde akıyor!” demesi ve sonra doğrudan beni kastetmedi ise de, “bu dilden anlayan yok!” diyerek me’yus bir hâl göstermesi üzerine, “ben hariç” diyen iç çığlığımın ifâdesi bir vesile ile yazdım.): 800. Enmuzec: Numune, misâl. (Har: Eşek: Mishel-uzun zamanlar. Dil.): 800. Ruh: Efsanevi bir kuş. Sümürg, zümrüd-ü anka. Çehre. (İslâm büyüklerinin sözü: Arifin gözü çehrededir.): 800. Kazz: Yalnız, ferd: 800. Müstakırr: İstikrar bulmuş, yerleşmiş, sabit: 800. Âhir: Biten. Hitam bulan. Sonra gelen. Sonraki. (Ahir: Tembel kimse.): 801= 1800. Şahşah: Sözü doğru olan: 1800. Tekeşşüf: Sıyrılmak, meydana çıkmak. Sırları açığa çıkmak: 800. Hur: Güneş. (Hüri’: Bit.): 800.
Temmuz 2012, “ABDÜLHAMİD HAN”, TAKRİZ - MEDHİ YORUMDA, İbda Yay.·Kitabı okuyor
Reklam
5,7bin öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.