Disparöni ya da Yaşama Korkusu
Nihan KayaDisparöni ya da Yaşama Korkusu Gönderileri
Disparöni ya da Yaşama Korkusu kitaplarını, Disparöni ya da Yaşama Korkusu sözleri ve alıntılarını, Disparöni ya da Yaşama Korkusu yazarlarını, Disparöni ya da Yaşama Korkusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Sözlerin sadece sözlerden oluştuğunu artık anladım.”
“Gece bizi ince ince kesmek ister gibi soğuktu.”
“Üstü başı yara bere içinde evime geldiğinde anlıyordum hayatla kavgasına mola vermek için uğradığını. Gidebileceği başka bir yer yoktu, içinde hayatın olmadığı. Öyle çok darbeyle perişandı ki, üstünden hayatın tozlarını hiç silkelemeden alıyordum onu içeriye.”
"İnsanlar ikiye ayrılır Feraye. Bir kısmı çıkıp arar; istedikleri şeye kavuşabilmek için her yolu dener, altına bakmadık taş bırakmazlar. Bir kısmı ise bekler. İstedikleri şey gelip onları bulacak diye, içinde bulundukları yerden çıkmaya korkarlar. Sen kolsuz bacaksız bir teyp kaseti değilsin ki birileri gelip seni bulsun, sonra sende kayıtlı sesleri deşifre etsin diye bekleyesin. Arayanlar bekleyenlere her zaman galip gelir bu hayatta. Hatta arayanlar, bekleyenlerin omzuna çıkarak yükselir çoğu zaman. Sesini bir şekilde duyuramadıysan, başka bir yolu dene. Ama sen o kadar ürkek, o kadar çekingensin ki, sana kulak dayadıklarında bile çok cılız çıkıyor sesin."
Sayfa 206 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
İstiyorum ki ben de herkes gibi uyayım kurallara. Ama olmuyor işte. Nasip değil, nasip. Şansım yok.
Sayfa 196
Iyyyy yanlışlıkla okumuş bulundum umarım bilinçaltımı kirletmemiştir.
-Geçti gitti. Düşünmeyin artık bunları. Bilseydiniz yapmazdınız. Ben güveniyorum size. O zaman biraz kırılmıştım, ama şimdi hepsini unuttum. Bir daha hiç konuşmayalım bunu olur mu?
Sayfa 168
"Konuş, Feraye. Bir şeyler söyle. Ne olursa."
"..."
"Konuşmaya çalış. Zorla kendini."
"..."
"Sana bu kadar ağır gelen nedir?"
"Vücudum." "Vücut." "Varlık..."
Sayfa 161
Herkesim gibiydi o benim.
Bazı şeyler hiç eskimiyor; onlar zaman mefhumunun büsbütün dışında.
Sayfa 108
Her şey öyle steril, öyle kırışıksız, öyle yerleşikti ki insan sandalyenin ucuna ilişmeye bile ürküyordu.
"Elimde değil" diyordu Feraye "Zihnim o kadar karışık ki etrafımdaki her şeyi cok düzgün tutmak zorundayım."
Sayfa 144
Ne de olsa devir artık üç heceli isimlerin devri değil. Cem gibi tek, bilemedin iki heceli isimler kullanılıyor artık. Üç, hatta iki heceli olanları da kısaltıyor, tek heceli yapıyorlar. Sadece isimleri değil, her şeyi daha kısa, daha basit, daha pratik yapmak için uğraşıyor insanlar.
Sayfa 106
Doyumsuzluğum bundan, ne aradığımı unutalı çok oldu.
Sayfa 32
Ne de olsa dışarıdan soyutlanmış bir dünya kurdum ben kendi evimde.
Sayfa 30