Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Doğa ve Yaşam

Alfred N. Whitehead

Doğa ve Yaşam Gönderileri

Doğa ve Yaşam kitaplarını, Doğa ve Yaşam sözleri ve alıntılarını, Doğa ve Yaşam yazarlarını, Doğa ve Yaşam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
72 syf.
10/10 puan verdi
Yaşamın anlamı ve amacı nedir? Doğanın dili nedir ve neyle örtüşür. İnsan yaşamında herşeyin birer iştirak ettiği bir doğanın içerisinde yaşamaktadır. Doğanın dili yaşamın örtüştüğü anlamına gelen, aynı zamanda insanın psikolojisi doğa yasaları ile uyum sağlanırsa yaşamın amacını öğrenmiş olur. Doğa ve yaşam insana öğretmek için tanrı tarafından yaratılmıştır. İnsanın yaşam kaynağı, doğanın dili ile birlikte uyum içerisindedir.
Doğa ve Yaşam
Doğa ve Yaşam
Alfred Adler
Alfred Adler
Doğa ve Yaşam
Doğa ve YaşamAlfred N. Whitehead · Öteki Yayınevi · 201818 okunma
. Her doğa filozofunun yaşamındaki yol gösterici slogan, 'Basitliği ara ama ona güvenme' olmalıdır. ...
Reklam
Bizim farkında olduğumuz şey, asla yalın düşünce veya yalın varoluş değildir. Ben kendimi aslen duyguların, hazların, umutların, korkuların, pişmanlıkların, seçenek değerlendirme­lerinin, kararların birliği olarak bulurum; bunların hepsi benim doğamda aktif olan çevreye verilen öz­nel tepkilerdir.
Sayfa 67 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Bir dünya­dayız, dünya bizdedir. Dolaysız hâlimiz, ruhu biçim­lendiren hâller toplumunda ve ruhumuz da mevcut hâlimizdedir. Beden bizimdir ve biz bedenimizdeki bir faaliyetiz. Muğlâk ama zorunlu olan bu gözlem olgusu, dünyanın bağlantısallığının ve onun düzen türlerinin intikalinin temelidir.
Sayfa 66 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Ruhun bireysel varoluşuna özgü tüm duygular, maksatlar ve hazlar, ruhun, kendi varo­luşunun temelinde yatan deneyimlenmiş bu dün­yaya verdiği tepkilerden başka bir şey değildir.
Sayfa 63 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Bilim Doğada hiçbir bireysel haz bulamaz; bi­lim Doğada hiçbir amaç bulamaz; bilim Doğada hiçbir yaratıcılık bulamaz; sadece intikalin kuralla­rını bulabilir. Bu olumsuzlamalar doğabilimi için geçerlidir. Onun metodolojisine özgüdürler. Fizik biliminin bu körlüğünün sebebi, bu tür bilimlerin, insan deneyiminin sağladığı kanıtın sadece yarısıyla meşgul olması gerçeğinde yatar. Muntazam bir kür­kü böler; metaforu daha sevimli hâle dönüştürerek söylersek, yüzeydeki kürkü inceler, temeldeki bede­ni es geçerler.
Sayfa 49 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bütün felsefe, gözlemlenen şeyler hak­kında kendisiyle-tutarlı bir anlayış elde etme çabası­dır. Bu yüzden onun gelişimine rehberlik eden iki yol vardır; bunlardan birisi kendi-kendisiyle-tutar-lılık talebi, diğeriyse gözlemlenen şeylerin açıklan­masıdır.
Sayfa 46 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Fiziksel Doğa ile yaşamı, karşılıklı bağlantılar ve bireysel özellik­leriyle evreni oluşturan “gerçek manada gerçek” şeylerin kompozisyonundaki özsel faktörler olarak birleştirmediğimiz sürece, ne fiziksel Doğa ne de ya­şam anlaşılabilir.
Sayfa 42 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Modern görüşe göre olgu bağlamları süreç, faaliyet ve değişimdir. Tek bir anda hiçbir şey yoktur. Her bir an, olgu bağlamlarını gruplandırmanın bir yoludur sadece. Bu yüzden, ortada basit ve temel varlıklar olarak kavranılan hiçbir an olmadığından, tek bir anda da herhangi bir Doğa yoktur. O hâlde olgu bağlamlarının bütün karşılıklı ilişkileri kendi özlerinde de bir dönüşümü gerektirir. Gerçekleş­menin tamamı yaratıcı gelişmedeki olası sonuçları içerir.
Sayfa 38 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Doğanın bilimsel inceleme için sadece faaliyet­leri ve süreci açımladığı konusunda hemfikir oldu­ğumuzu farz edelim. Bu ne demektir? Bu faaliyetler birbirine karışır. Ortaya çıkar ve sonra kaybolurlar. Nedir gerçekleşen? Nedir etkilenen? Bunlar çarpım tablosunun formüllerinden, büyük bir filozofun deyişiyle, kategorilerin cansız dansından ibaret ola­mazlar. Doğa dirimlidir. Gerçek olgular vuku bu­lur. Bilimin incelediği hâliyle fiziksel Doğa, gerçek evrenin gerçek olguları arasındaki daha sabit karşı­lıklı ilişkilerin bir bloğu olarak görülmelidir.
Sayfa 35 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bizler, insan bedeninin gözlemle­nebilir işleyiş biçimlerini mutlak bir ölçek tesis eden şeyler olarak alma eğilimindeyiz. Oysa gözlemden çıkarılan sonuçları, gözlemin hapsolduğu büyüklük ölçeğinin epey ötesine geçirmek aşırı ihtiyatsızlıktır. Mesela, zamanın bir saniyesi içerisindeki değişimin açıkça mevcut olmadığını ortaya koymak binyıl içeri­sindeki değişim hakkında herhangi bir şey söylemez. Ayrıca binyıl içerisindeki aşikâr bir değişim de bir milyon yılla ilgili herhangi bir şey söylemez; tıpkı bir milyon yıl içerisindeki aşikâr bir değişimin milyon­larca yıl hakkında bir şey söylememesi gibi. Bu diziyi sınır tanımaksızın uzatabiliriz. Büyüklüğün hiçbir mutlak ölçütü yoktur. Bu dizideki herhangi bir te­rim kendinden önce gelene kıyasla büyük, sonra ge­lene kıyaslaysa küçüktür.
Sayfa 30 - Öteki YayıneviKitabı okudu
Ruhun bireysel varoluşuna özgü tüm duygular, maksatlar ve hazlar, ruhun, kendi varo- luşunun temelinde yatan deneyimlenmiş bu dün- yaya verdiği tepkilerden başka bir şey değildir. Bu yüzden, bir anlamda deneyimlenmiş dünya, ruhun özünü oluşturan çok sayıda faktörün bileşimindeki karmaşık bir faktördür. Bir anlamda dünyanın ruh- ta olduğunu söyleyerek ifade edebiliriz bunu.
Doğayı nasıl gözlemleriz? Keza bir gözlemin uygun analizi nedir? Bu soruya verilen geleneksel cevap, Doğayı duyula- rımız aracılığıyla algıladığımızdır. Ayrıca, duyu-algı- sının analizinde, onun en belirgin örneğine, yani görmeye odaklanmaya meylederiz. Artık görsel algı, evrimin nihaî ürünüdür.
Katı bilimsel sınıflamalar bilimsel yöntem için elzem, ancak felsefe için tehlikelidir.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.