..mezarlığa gitmek için giyiniyorum. Bavullarımın içinde halktan adamların bayram günleri giydiği oldukça zengin işlemeli Türk giysilerinden birini getirdim..
Mermer mezar taşının dibinde, ordaki küçük bitkilerin en tazelerinden birini yanımda götürmek üzere seçiyorum; sonra mermer üstüne kabartmayla yazılı, pırıltısı yitmiş yaldız kaplı adını yine öpüyorum - ve atıma biniyorum, geriye dönüp bakıyorum uzaktan, yüksek İstanbul surlarının göz alabildiğine uzanıp gittiği yalnızlığın ortasında onu bir kez daha görmek için...
"Denizci olarak çıktığım uzun, uzak seferlerin arifesinde olduğu gibi sınırsız düşler kuruyorum, geçmiş günleri, sonsuza dek bitmiş şeyleri, ölmüş yüzleri sıkıntıyla içimden geçiriyorum."