Kırklı yılların sonu ellili yılların başında Türkiye'nin çok partili hayata geçişindeki kavşakta bir ülke var ve bu ülkenin dönemeci alıp almaması söz konusu. Eserde küçük bir kasabada yaşanan siyasi gerginlikler çok partili hayatın yarattığı deprem etkisi ve halkın birbirine düşmesi romandaki insanların ulu orta konuşmaları, bir şeyleri bilen ile bilmeyenlerin konu hakkında olur olmadık şeyler dile getirmeleri siyasi çekişmeleri doğuran sebeplerdir.insanlar ve akrabalar arasında edilen sohbetler çok partili hayata geçiş ile birlikte siyasi tartışmalara dönüşünce yavaş yavaş aralarındaki bağlar koparılır. Dostluklar zedelenmeye başlar. Kahvehanelerde edilen sohbetler ağız dalaşlarına, tartışmalar öfke nöbetlerine döner. İnsanlar aralarındaki bağları tamamen koparır hatta Halk Partisi'nden olanlar Demokrat parti' ye gidenlerin tarlalarına giden suyu bile onlara çok görüp sularını keser. En cahil insanların bile kafasında üç beş politik cümle olup ve sloganik bir şekilde konuşmalarına sebep olmuş.
Bir millet ki, aydını halkından kopmuş; halkını, inkâr ettiği, kötülediği, horladığı, ama yerine hiçbir teklif getirmediği töreleri, görenekleri, gelenekleri ve değer yargılarıyla başbaşa bırakıp gitmişti.
O kadar ve öylesine ki, yavaş yavaş varlığının bütünü anlamını yitirmeye, bu yüzden de bütün duygularının yerini çocukluk günlerinin yağmur hüzünleri almaya başladı..