Cenaze merasimi saat lO'da, kilisede başladı. Ölenin arka daşlanna ve temsilcilere kartlar dağıtılmıştı, bunlar kiliseye girmek için izin kağıdı olarak kullanılıyordu. Bu kartlardan el de edemeyen Anna, seyirci kalabalığının arasından geçip yeri ne varmak için çok güçlük çekti ve ancak merasim başladıktan sonra yerini aldı. Günlerden pazardı ve bütün Petersburg sey retmek ve ölmüş olan kahramana veda etmek için toplanmış t ı . Merasim sona erdi ve ailesi, arkadaştan arkalanndaki kala balıkla beraber tabutu mezarlığa götürdüler. Eski bir gelene ğe göre, tabut mezara indirildikten sonra, ölenin dostları ve temsilciler tarafından konuşmalar yapılırdı; konuşmalann sa yısı ve uzunluğu ölenin anısına gösterilen saygının ölçüsüy dü. llk konuşmacı 1849'da Semenevski Alam'ndaki idam seh pasında Dostoyevski ile birlikte bulunanlardan Palın adındaki önemsiz bir romancıydı. Daha sonraki gençlik arkadaşı Grigoroviç, dostu Soloviev, Apollon Maikov ve bu kitapta zaman za man adı geçmiş diğer kişiler konuştular. Bir üniversite profesö r ü ve bir öğrenci konuştu. Bazılan bu olay için yazılmış şiirler okudular. Her konuşan mezara bir çelenk bıraktı; toplam ola rak 75 çelenk bırakıldı.
Evinde mutluluğa ve edebiyatta şöhrete ulaşmıştı ve artık ölüme karşı direnmiyordu. Anna'nm ve doktorların iyimser tesellilerine rağmen bir papaz çağınlmasında ısrar etti ve günah çıkarttı. Hastalığının üçüncü günü olan 28'i sabahı, Sibir ya'ya mahkum olarak giderken yolda, Tobols k'da, Dekabristle rin kanlarının vermiş olduğu İncil'i istedi. Bu İncil'i her zaman yanında ta şımış ve yaşamının nazik anlarında, rastgele açıp gö züne ilk ilişen sözcükleri okuyarak ondan yardım ummuştu.
Şimdi, Aziz Matta'nın İncil'ini açtı ve satırları işaret etti. Anna yüksek sesle okudu:
Dostoyevski'ye önemli görünen affediliş, başkalarının affetmesi değil, günahkarın kendini affetmesiydi; bu kendi vicdanının yapacağı bir şeydi ve bu affediliş ancak acı çekmeye gönüllü olarak boyun eğmekle, onu aramakla kazanılabilirdi.
Dmitri Karamazov yalnızca Dostoyevski'nin son romanının en büyük kişisi ve günahla, acı çekmeyle ilgili düşüncelerini derinliğine anlattığı kişi olmakla kalmamaktadır; Dmitri, edebiyatın en büyük trajik kahramanlarından biridir.
Dostoyevski’ye önemli görünen affediş, başkalarının affetmesi değil, günahkarın kendini affetmesiydi; bu kendi vicdanının yapacağı bir şeydi ve bu affediliş ancak acı çekmeye gönüllü olarak boyun eğmekle, onu aramakla kazanılabilirdi.
“ Canavarlarla uğraşan insan” diye yazıyor Nietzsche, kendisi de canavar olmamaya dikkat etmelidir ve cehenneme çok baktığımızda, cehennem de sizin ruhunuza bakmaya başlar.”