Merhaba bu sefer Viktorya Dönemi Gotik/Korku Edebiyatı yazarlarından Bram Stoker’in Dracula adlı kitabıyla karşınızdayım. Tarihte gerçek bir Dracula vardır. Kazıklı Voyvoda adıyla bilinen 1430-1476 Eflak’ta voyvodalık yapan, Türklerle savaşlarıyla ünlü Vlad Tepes. Fakat tüm zalimliğine, kanlı eylemlerine rağmen, kan emicilikle (vampirlikle) ilgisi yoktur. Bu anlamda Stoker’e, Vlad’dan 2 asır sonra yaşamış, hayatı boyunca 600’den fazla genç kızı kanlarını içerek katleden Macar Kontes Elizabeth Bathory ilham olmuş. Uzunca yazmayacağım araştırabilirsiniz. Kitap kahramanların yazdığı mektup ve güncelerden oluşuyor. Genç ve yetenekli hukukçu Jonathan Harker’ın, iş için Transilvanya’ya Kont Dracula’nın şatosuna gitmesiyle başlayan gerilim dolu olaylar, Kont’un denizleri aşarak Londra’ya gelmesiyle daha da büyür. Kana susamış bu vampiri durdurabilmek için kahramanlarımız el ele verip vampir avına çıkarlar. Kitap baştan sona kadar korku-merak-gerilim unsurlarını hissettiriyor. Genel olarak kitapta iyiliğin ve kötülüğün savaşı hakim. Ölümsüz bir aşk hikayesi de kitaba romantizm katmış. Ne kadar zaman geçse de önemini ve ilgisini yitirmeyecek bir başyapıt. Gotik tarz sevenlere tavsiye ederim.