İnsan, Janus’un çift yüzlü suretinin yeryüzünde bücud bulmuş halidir. Zorunlu olarak ileriye, geleceğe, hep daha uzakta olana doğru ilerlerken bir yanıyla geçmişi, geride bıraktığını, artık ulaşılamayacak olanı arzular. İşte tam da bu sebeple varoluşsal bir huzursuzluğun çaresiz öznesidir aslında. Ulaşmayı asıl istediği yer asla ulaşamayacağı yerdir. Doğduğumuz yere gerçek anlamda dönebilmenin imkanı yoktur.