Dünyanın Kontrol Edilemezliği

Hartmut Rosa

Dünyanın Kontrol Edilemezliği Gönderileri

Dünyanın Kontrol Edilemezliği kitaplarını, Dünyanın Kontrol Edilemezliği sözleri ve alıntılarını, Dünyanın Kontrol Edilemezliği yazarlarını, Dünyanın Kontrol Edilemezliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlerleme isteği, bireysel veya kolekrif olarak, yaşam kalitesinde ilerleme vaadi ile değil, zaten elde edilmiş olanın (sınırsız) kaybedilmesi tehdidi üzerinden üretilir. Bu nedenle, modernite -daha yüksek, daha hızlı, daha ileri olma arzusu- tarafından yönlendirildiğini düşünen herkes, modernitenin yapısal gerçekliğini yanlış anlamıştır: İlerleme meselesini ayakta tutan daha fazlasının değil, daha azının korkusudur. Bu asla yeterli değildir, çünkü stabil varlıklar değilizdir, her zaman ve her yerde, yürüyen merdivendenlerde bile hareket hâlindeyizdir. Ne zaman bir yerde ara versek ya da duraklasak, sürekli rekabet içinde olduğumuz son derece dinamik çevreye karşı toprak kaybederiz. Durmamıza, hatta “Yeter!” dememize bile izin veren mevkiler veya yaylalar yok artık. Bu durum ampirik bir örnek olarak sözde gelişmiş toplumlardaki ebeveynlerin çoğunluğunun, çocukların bir gün kendilerinden daha iyi olabilecekleri umuduyla değil, Zaha körü durumda olmamaları için ellerinden gelen her şeyi yapma arzusuyla motive oldukları gerçeğinde görülebilir.
Bedenimize dair algıladığımız her şeyi optimize etme (iyileştirme) eğilimindeyiz. Tartıya çıkıyoruz: Ağırlık azaltılmalı. Aynaya bakıyoruz: Sivilce gitmeli, kırışıklık yok edilmeli. Kan basıncını ölçüyoruz: Düşürülmeli. Adım sayısı: Artırmalıyız. İnsülin direnci, göğüs çevresi vb.: Bu talebi görmezden gelebilsek veya reddedebilsek bile, bize her zaman iyileştirilmesi gereken bir davet olarak gelirler. Ayrıca daha rahat ve soğukkanlı, dikkatli ve çevreye duyarlı olmamız beklenir. Bununla birlikte kendimizin dışında karşılaştığımız şeyler de bu davet edici karakteri taşır: Dağlara tırmanılmalı, sınavlar geçilmeli, kariyer aşamaları çıkılmalı, hayat arkadaşı bulunmalı, yerler ziyaret edilmeli ve fotoğraflanmalı (“bunu kesinlikle görmelisin!”), kitap okunmalı, film izlenmeli vb. “Elde etme” arayışında olmadığımız yerlerde bile, bu tutum sadece gizli olarak değil, açıkça fark edilebilir:
Reklam
Biz geç modern özneler olarak sözü edilen tüm düzeylerde —bireysel, kültürel, kurumsal ve yapısaldünyayı kontrol etmeyi amaçladığımız için, dünyayla her zaman bir “saldırganlık merkezi” ya da bir dizi saldırganlık merkezleri olarak karşılaşmaktayız. Bu saldırganlık merkezleri bir başka deyişle, bilinmesi, ulaşılması, ferhedilmesi, hâkim olunması veya kullanılması gereken nesneler olarak ifade edilebilir. Bu tutumumuzdan ötürü “hayat” bize, canlı hissetme ve dünyayla gerçekten karşılaşma deneyiminden — rezonansı mümkün kılan şey- mahrum bırakır ve elimizden kaçıyor gibi görünür. Bu durum, kaygıya, hayal kırıklığına, öfkeye ve harta umutsuzluğa yol açmakta ve daha sonra diğer şeylerin yanı sıra güçsüz siyasi saldırganlık biçimiyle kendini göstermektedir.
Geri17
73 öğeden 71 ile 73 arasındakiler gösteriliyor.