El-Kindi’den İbn Sina’ya, Gazzali’den İbn Haldun’a, İslam Felsefesi - Mutezile - İhvan-ı Safa Din-Felsefe Tartışmaları

Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5

Sadık Usta

En Beğenilen Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 Gönderileri

En Beğenilen Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 kitaplarını, en beğenilen Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 yazarlarını, en beğenilen Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
er-ravendi
er-ravendi'nin görüşlerinin birçok önemli yazar tarafından alıntılanması, öne sürdüğü fikirlerinin tartışılması, onun en basitinden kafirlikle suçlanması ve kitaplarının muhtemelen yakılması, onun islam düşün tarihinde ne kadar önemli bir yer edindiğinin kanıtıdır. onun adıyla anılan herhangi bir mezhep yoktu, o tarihte açıktan onun adıyla anılan herhangi bir ekol yaratmamıştı; ancak buna rağmen onun bu derece ciddiyetle tartışılması, gündemde tutulması, 13. yüzyılın ortalarına kadar tartışma konusu yapılması, onun islam düşün tarihinde bıraktığı derin izle açıklanabilir.
Sayfa 178Kitabı okudu
Hz. Muhammed ilk andan itibaren sadece kent yoksullarını, köle ve cariyelerini, güvenli bir gelecek arayan gençleri, çökme ve dağılmaya yüz tutmuş aşiretlerin mensuplarını etrafında toplamıştır. yazarın dipnotu- atatürk şöyle demektedir: muhammed'in savunduğu toplumsal ilkelerden bir toplumsal ve hukuki eşitlik olduğundan, iman edenler arasında kölelerin, azatlıların ve fakirlerin çokça bulunması doğaldı. Winter şunları demektedir: muhammed'in ilk açık vaazında yanında kureyş aşiretinin saygın bir mensubu olan ebubekir'in yanı sıra kölelerden ve toplumun en yoksul kesimlerinden oluşan bir insan kitlesi bulmuştu. bu... kurucunun kaderi... olmuştu.
Reklam
Toplumbilimlerde yapılan iki temel hata vardır: Bunlardan biri dogmatizmdir. Dogmatizmde her olgu her şeyiyle birlikte savunulur. O şeyde hata, eksiklik ve zaaf aranmaz; çünkü neredeyse Allah kelamıymış gibi ele alınır. Eğer bir şeyde kusur bulunacaksa, bunun kitaplarda dile getirilip getirilmediğine bakılır. Savunulan şey üzerine laf söyletilmez ve her türlü düzeltme girişimi de kibirle aşağılanır. İkincisi ise anakronizmdir ki buna "zamanda şaşmak” denir. Bu esas olarak geçmişi bugünün gözüyle değerlendirmektir. Tarihsel olguları, geçmişteki olay ve kararları o günün koşulları içinde değerlendirmemek; her şeyi bugünün bilinci ve aklıyla değerlendirerek geçmişteki her şeyi aşağılık görmektir. İslam uygarlığı da birçok insan tarafından bu yanlış anlayışla değerlendirilmektedir.
Lombard şunları söyler: “Bu kadar az sayıda insanla bu kadar kolay ve hızlı fetihleri nasıl açıklayacağız? Kuşkusuz Araplar, Semitik dünyanın halkları, özellikle de Suriye, Mezopotamya ve Mısırlı halkları tarafından kurtarıcı olarak karşılanmaları açısından çok şanslıydılar... Buradaki kavimler önce Roma, sonra batda Bizans ve doğuda Pers, ardından da Sasaniler tarafından yüzyıllar boyunca baskı ve sömürüye tabi tutulmuşlardır. Bu halklar, Konstantinopol ve Seleukia'ya karşı sürekli isyan halindelerdi ve bu isyanların zaman zaman dini bir kılıfı olurdu, fakat Şark'ta her zaman olduğu gibi bu dini kılıfın altında ciddi bir toplumsal sorun bulunurdu... İslam'ın eşitlikçi ve kozmopolit mesajları, bu halkların toplumsal ve dini isyanlarına karşılık verebilmişti. Kentlerde halkın huzur ve düzen istekleri de fetihçilerin sıcak karşılanmasına yol açmıştı. Bu sayede yağma ve çapul hareketleri önlenmiş ve yeniden güven ortamı sağlanmıştı.
Geri125
254 öğeden 251 ile 254 arasındakiler gösteriliyor.