Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar

Beşir Ayvazoğlu

Sayfa Sayısına Göre Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dev yapilarin arasinda küçülüp yok olan insan.
İnsan çevrenin oluşumuna katılabilirse, onu daha fazla güzelleştirmek ister. Böylece zaman içinde mimariyi farkederek anlamaya ve tadına varmaya başlar, onunla yaşar, onunla gelişir. Hatta birlikte gelişir. Batıda, mimari, başta Katolik Kilisesi olmak üzere çeşitli güçler tarafından bir çeşit güç gösterisine dönüştürülmüş devasa yapılar sadece, Ziya Paşa gibi yabancılara değil, o ülkelerdeki insanları bile ürkütmüş ve yönlendirmiştir.Bunu farkeden, totaliter rejimlerde devasa yapılarla, insanları ezmenin ufalamanın yollarını araştırmışlardır. Dev şehirlerin dev ölçekli yolları ve binaları arasında küçülüp yok olan insanın çevrenin oluşumundaki sorumluluğunu unutması kaçınılmazdır
Sayfa 9 - TimaşKitabı okudu
Gerçek büyüklük
Süleymaniye’nin çevresindeki evlerin pencereleri Süleymaniye’yi daha büyük göstermek için şehrin vasati pencere ölçeğinden daha küçük ölçekte imal edilmişti. Üsküdar Mihrimah Sultan Caminin arkasındaki sadrazam konaklarında pencere ölçüleri 90 cm yerine 75 cm olarak imal edilmişti ,camiyi daha büyük göstermek gayesiyle. Edirne Selimiye Caminin çevresindeki evlerin tavan yükseklikleri -ki bir grup Sinan tarafından inşa edilmiştir, Edirne’nin Selimiye ile değişen silüetini tamamlamak için -2.2-30 cm olarak inşa edilmesi ile Selimiyenin yüceltilmesi maksadını taşıyordu .Daha sonra, yalnız evlerin ölçüsü de aynı bilgi ile küçültülmüş. Böylece Selimiye akıl almaz bir nisbi büyüklük kazanıyor.
Sayfa 10
Reklam
"Turgut Cansever, kaynağını tespit edemediğimiz bir hadis-i şerife dayanarak sanatın asıl görevinin dünyayı güzelleştirmek oldugu kanaatini taşıyor, estetiğini ve mimari felsefesini bu görüşe dayandırıyordu."
Babamın büyük amcasının oğlu Yahya Galib Bey vardır, 1934'te Kargı soyadını aldı, Eyüp'te Ümmi Sinan Tekkesinin son şeyhiydi. Maalesef tekkelerin kapatılması için önerge veren odur. Bu yüzden babam ona hayatının sonuna kadar dargın kaldı.
Sayfa 17 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Anneannem yine ondan habersiz iki ev almış. Birine oturmuş, diğerini kiraya vermişler. Dedem bunu öğrenince "Çocuklarıma nasıl kira parası yedirirsin?" diye öfkelenmiş ve evi hemen sattırmış.
Sayfa 19 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Tutumlu kent
Şehir eğer tutumlu şehir olmalı diye düşünüyorsak , evvela ev, tutumlu ev olmalı. Le Corbusier’nin çalışma odasını biliyorum ben; bu çalışma odasının eni 2 metre 23 santimdi. Le Corbusier bu odayı insanın böyle bir mekanda çalışabileceğini göstermek için yapmıştı. Tabi Le Corbusier Osmanlı padişahlarının, mesela III. Ahmed’in Yemiş Odası’nın kendi odasının en fazla bir misli büyüklükte olduğunu bilmiyor. Oradan dünyayı idare ediyordu adam.
Sayfa 24
Reklam
Eski adamlardaki irade
Sonra bana döndü. 10. sınıfa geçtiğim yıl, Elmalılı Tefsirini yani Hak Dini Kuran Dili'nin ilk iki cildini okumuş, üstadın inanılmaz derinlikteki bilgisine hayran olmuştum, bunun için karşında müthiş saygı hissiyle oturuyordum." Farsça öğrenmek istiyordum ama bilmem ki, başarabilir miyim?" dedim O yumuşak, insanın gözümde şimşekler çaktı, "Ne demek yapabilir miyim" dedi. "Napolyon'u Almanca'dan okudum, Rusya seferine çıkmadan 40 önce Rusça öğrenmeye karar verdiğini ve 40 günde konuşur hale geldiğini öğrenince, ben niçin yapamayayım dedim. 40 gün Fransızca çalıştım ve Bergson'u okumaya başladım." O eski adamlardaki müthiş irade, inanılmaz birşeydir.(Turgut Cansever)
Sultanahmet Camii'nde, bu büyük vakar ve bu büyük huşû hissi yerine bir letâfet duygusunun öne çıktığı görülür. Bu, bir bakıma cihat misyonunu ön planda tutan bir nesil yerine, zarâfetin ve dünyevî bir güzellik yaklaşımının öne geçtiğini gösteriyor.
Sayfa 47 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
İlk şehircilik dersine girdik, hocamız Alman mimar, Hamburg'un planlama sorumlusu Prof. Oelsner; --- "Bana söyler misiniz, Türk halkı ne yapmalıdır? Ben vereyim cevabı; Türk halkı dua etmelidir. Belediyenin kasalarındaki imar planlarını tatbik edecek yöneticiler çıkmasın diye dua etmelidir. Eğer bu imar planları tatbik edilirse, bu ülke birkaç asır belini doğrultamayacaktır." (1943)
Sayfa 60 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Geçenlerde kurban meselesi üzerine düşünürken kurban kesmeyi, insanı insan olarak kurtarmak için yapılacak fedakarlığın sembolü olarak görmek gerektiğini fark ettim. Bu önemli; yani insanı hiçbir şekilde feda etmemek gerekiyor.
Sayfa 78 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
212 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.