Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar

Beşir Ayvazoğlu

En Eski Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar sözleri ve alıntılarını, en eski Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkler, Allâh'ın yarattığı en müstesna güzelliklere sahip küçük meyillerle yükselip alçalan ve tepelerle tezyin edilmiş yarımada üzerinde bu tepelere dahil ettikleri âbideleriyle büyük camiileriyle Allâh'ın yarattığı bu nadir güzellikte araziye erişilmez güzellikler ilâve etmiş bulunuyorlar.
Sayfa 118 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Dev yapilarin arasinda küçülüp yok olan insan.
İnsan çevrenin oluşumuna katılabilirse, onu daha fazla güzelleştirmek ister. Böylece zaman içinde mimariyi farkederek anlamaya ve tadına varmaya başlar, onunla yaşar, onunla gelişir. Hatta birlikte gelişir. Batıda, mimari, başta Katolik Kilisesi olmak üzere çeşitli güçler tarafından bir çeşit güç gösterisine dönüştürülmüş devasa yapılar sadece, Ziya Paşa gibi yabancılara değil, o ülkelerdeki insanları bile ürkütmüş ve yönlendirmiştir.Bunu farkeden, totaliter rejimlerde devasa yapılarla, insanları ezmenin ufalamanın yollarını araştırmışlardır. Dev şehirlerin dev ölçekli yolları ve binaları arasında küçülüp yok olan insanın çevrenin oluşumundaki sorumluluğunu unutması kaçınılmazdır
Sayfa 9 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Eski adamlardaki irade
Sonra bana döndü. 10. sınıfa geçtiğim yıl, Elmalılı Tefsirini yani Hak Dini Kuran Dili'nin ilk iki cildini okumuş, üstadın inanılmaz derinlikteki bilgisine hayran olmuştum, bunun için karşında müthiş saygı hissiyle oturuyordum." Farsça öğrenmek istiyordum ama bilmem ki, başarabilir miyim?" dedim O yumuşak, insanın gözümde şimşekler çaktı, "Ne demek yapabilir miyim" dedi. "Napolyon'u Almanca'dan okudum, Rusya seferine çıkmadan 40 önce Rusça öğrenmeye karar verdiğini ve 40 günde konuşur hale geldiğini öğrenince, ben niçin yapamayayım dedim. 40 gün Fransızca çalıştım ve Bergson'u okumaya başladım." O eski adamlardaki müthiş irade, inanılmaz birşeydir.(Turgut Cansever)
Paris....
Dünyayı feth etmeye kalkışan Bonapart Paris şehrini de yeniden biçimlendirmek istiyor.Büyük bulvarlar açıyor, eni yüz metre boyu 2 kilometre. Bonapart'ın Paris Projesi, doğrusu ilginç temellere dayanmaktadır. Bunu anlattığımız zaman bizde İnsanlar pek şaşırıyorlar.Bonaparte ihtilalin sokaktan gelen önderleri ortadan kalkınca, 3 kişiyle birlikte Fransa'nın hakim oldu. Ama Napolyon, diğer ikisinin kendisini ihanet edeceğinden korkuyor. Bunun için bir Paris planı çizdiriyor. Geniş caddelerin yuvarlak, meydanlarda birleştiği bu planın sebebi hikmeti şu; Napolyon, topçu subayı.Eğer ortakları ihanet edip halkı ayaklandırır da bu bulvarların iki tarafındaki apartmanlarda yaşayan halk sokaklara dökülürse; yuvarlak meydanlara yerleştireceği Topçu bataryalarının onları bastıracağını düşünüyor.Planin esas sebebi bu .Sözde Türk aydını dedikleri, bilmem ne budualarının çok hayran oldukları, Paris'in temeli bu.
Turgut Cansever
İslama ve onun deruni yorumu olan tasavvufa göre, insan, kendisinin ve çevresinin farkında olma kabiliyetine sahiptir. Buda onu insani gelişmede en önemli adım olan sorumluluk şuuruna sevk eder.Bu şuur, İslam sanatının bütün dönemlerinde şekli unsurları ve berraklığı tayin eden kaynak olmuştur.
Sayfa 132Kitabı okudu
Denge
Özellikle abide niteliği taşıyan camilerin etrafındaki evler inşa edilirken, son derece hassas davranıldığına dikkatimizi çeken Turgut Cansever, Mesela Süleymaniye Camii çevresindeki evlerin pencerelerinin cami daha büyük göstermek için ,vasati pencere ölçeğinden daha küçük imal edildiğini söylüyor. Üsküdar Mihrimah Sultan camiinin arkasındaki sadrazam konaklarında da, pencereler daha küçük tutulmuştur. Böylece abidevi, camiler, akılalmaz bir nispi büyüklük kazanmaktadır.(Turgut Cansever)
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Başta İstanbul olmak üzere bütün Osmanlı şehirleri oluşurken, cami gibi abidevi mimaride taş, mesken mimarisinde ise daha çok ahşap ve kireç gibi dayanıksız malzemelerin tercih edilmesi, doğrudan doğruya İslami dünya görüsü ve tasavvufi duyarlılıkla ilgilidir. Ahşap taşla temsil edilen kalıcı, değişmez büyük değerler sistemi karşısında; günlük hayatı tanzim eden çerçevelerin değişmeye açık ve dinamik süreç oluşunu ifade etmektedir. Büyük odak noktalar etrafında cereyan eden günlük hayatın şartlarına göre şekillenmiş, sokaklar ve mahalleler, bu anlayışa uygun olarak kısa aralıklarla yenileniyor, yani her nesil kendi şehrine bir bakıma yeniden inşa ediyordu. Hiçbir nesil kendisinden önceki neslin zevklerine ve ihtiyaçlarına göre belirlenmiş bir şehirde yaşamak zorunda değildi. Üçüncü Selim devrinden itibaren bu ölçüler kaybedilmiş, sadece abideleri örtmekle kalmayıp şehrin sonsuz mekanlı irtibatını da kesen ,kargir binalar yapılarak, dinamik bir süreç halindeki şehir anlayışından, donmuş şehir anlayışına geçilmiştir. İstanbul, bilhassa tanzimattan sonra gafil aydınların ve yönetici zümrelerin jokoben tutumları yüzünden ,bir neslin sonraki nesilleri kendi inşa ettiği şehir çerçevesinde yaşamaya mahkum eden Batı şehirlerine benzemeye başlamış, bu yüzden kendini yenileyemediği gibi kendi kültürünü de üretemez hale gelmiştir.
Sayfa 141Kitabı okudu
Gerçek büyüklük
Süleymaniye’nin çevresindeki evlerin pencereleri Süleymaniye’yi daha büyük göstermek için şehrin vasati pencere ölçeğinden daha küçük ölçekte imal edilmişti. Üsküdar Mihrimah Sultan Caminin arkasındaki sadrazam konaklarında pencere ölçüleri 90 cm yerine 75 cm olarak imal edilmişti ,camiyi daha büyük göstermek gayesiyle. Edirne Selimiye Caminin çevresindeki evlerin tavan yükseklikleri -ki bir grup Sinan tarafından inşa edilmiştir, Edirne’nin Selimiye ile değişen silüetini tamamlamak için -2.2-30 cm olarak inşa edilmesi ile Selimiyenin yüceltilmesi maksadını taşıyordu .Daha sonra, yalnız evlerin ölçüsü de aynı bilgi ile küçültülmüş. Böylece Selimiye akıl almaz bir nisbi büyüklük kazanıyor.
Sayfa 10
Tutumlu kent
Şehir eğer tutumlu şehir olmalı diye düşünüyorsak , evvela ev, tutumlu ev olmalı. Le Corbusier’nin çalışma odasını biliyorum ben; bu çalışma odasının eni 2 metre 23 santimdi. Le Corbusier bu odayı insanın böyle bir mekanda çalışabileceğini göstermek için yapmıştı. Tabi Le Corbusier Osmanlı padişahlarının, mesela III. Ahmed’in Yemiş Odası’nın kendi odasının en fazla bir misli büyüklükte olduğunu bilmiyor. Oradan dünyayı idare ediyordu adam.
Sayfa 24
278 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.