Tanzimat' a kadar sivil yapılar, özellikle evler ahşap ve kerpiç gibi geçici malzemeler ile yapılıyordu. Ahşap, değişmeyen, kalıcı, büyük değerler karşısında günlük hayatı tanzim eden çerçevelerin değişmeye açık oluşunu, hayatın dinamik bir süreç oluşunu simgeliyor, değişmeyecek olanın ancak ilahi gerçek olduğunu telkin ediyordu. Böylece her nesil kendi şehrini inşa edebiliyor, kendi yaşam ortamını düzenleyebiliyordu.